Türkçe gül bahçesinde...

Türkçe gül bahçesinde...

Öğle bir bahçe ki! Uçsuz bucaksız Dünyanın her tarafında dal budak salmış,filizler çıkmış renga renk. Allah'ın vermiş olduğu bütün renkler bu...

Öğle bir bahçe ki! Uçsuz bucaksız Dünyanın her tarafında dal budak salmış,filizler çıkmış renga renk. Allah'ın vermiş olduğu bütün renkler bu bahçede derilmiş. Bu bahçe ki filizlerin dallarında bülbüller şakır olmuş, bülbüllerin nameleri ufukları aşarak gök yüzü ile bütünleşmiş rahmet olup Dünya yüzüne tekrar dönmüş, dönüş Türkçe olmuş, Türkçe okunmuş, Türkçe söylenmiş, güllerin dikenleri panzehir olmuş dertlere deva, yuvalara saadetler getirmiş çiçek bahçesindeki bülbülleri dinleyenler mest olmuş, hayal penceresinden cennetleri görür yaradanına şükür eder olmuş. Gül bahçesinin bahçıvanlarına bakıyorum: umur çeken, çile çeken, gül dikenlerini gülü ile beraber seven Alp erenler olmuşlar, o bahçe senin bu bahçe benim gezer olmuşlar. Fidan yetiştirmişler, bahçeleri bir birine kaynaştırmışlar, aradaki sınırları kaldırıp gönül sırları ile kaynaştırmışlar, aradaki sınırları kaldırıp gönül sırları ile birleştirmişler. Bülbül namelerine karışıp Allah'a ulaşma yollarına düşmüşler. Evet: bu sene 7. Yapılan Türkçe olimpiyatlarını seyrediyoruz. Türkçe'mizin uzandığı yerlere oradaki güllere, bahçıvanlara bakıyoruz. Güller gülerken, bahçıvan dererken, insan sevgisini şakıyan bülbüller görüyoruz. Dünya artık Türkçe konuşuyor, Türkçe'yi okuyor. Türk'ün istiklalini, bağımsızlığını belleklerine taşıyorlar. İnsan sevgisini, muhabbet kapısını Türk milletinin ulvi yapısıyla birleştiriyorlar. Mazlumun yanında, zalimin karşısında, hak, hakkaniyet unsuru Türk milletinin lehçesini konuşuyorlar. Biz bu millete aşığız, biz bu milletin gelecek nesillerine güven içerisinde karışarak gönül bahçelerimizi birleştiriyoruz. Dünya düzeninin, nizamının terazisinin bu milletin gelecek nesillerinin koruyacağını bildiğimiz için renklerimiz birbirlerine karışsın istiyoruz. Bahçemizde renk koku ayrımı olmasın istiyoruz. Bahçıvanlara bakıyorum: ekmeğim diyerek gül bahçesi aramışlar, ta uzaklara bilinmeyen yerlere gitmişler, bahçe bulmuşlar tohum ekmişler, tohumlar Türkçe olmuş. Emek vermişler emekleri boşa gitmemiş. Yardan, anadan, babadan ayrılmışlar ama: biz Alp erenleriz demişler. Yürekleri kocaman yiğitçe olmuş. Bahçeyi dermişler, Dünyanın bahçesinde gezer olmuşlar. Benim turan düşüncemi, al bayrağımın gölgesinde istiklal marşımızı söyletmişler. Gözleri ufuklarda memleket hasretini düşlemişler, hasret sancılarını içlerine gömüp, Türkçe ile hasret gidermişler. Selam sizlere bahçıvanlar, selam sizlere gönüllere su serpen Dünya bahçesinin gülleri, Dünya çocukları... DÜNYANIN GÜLLERİNE. BEN BİR SİYAH GÜLÜM, DÜNYA BAHÇESİNDE BİRLEŞTİK SARI GÜLLE, BU VESİLEYLE. KIRMIZI GÜLÜN BAHÇEDE GÜLÜMSEMESİYLE, DÜNYA BAHÇESİNDE, KARDEŞİZ HERKEZİYLE. YOLUMUZ BARIŞ, UFKUMUZ MUHAPBET, BUNLARI BİLİYOR ELBET ALAH'LA, MUHAMMED. ALLAHIN CENNET BAHÇELERİNDE BİR DEMET DÜNYA GÜLLERİYİZ, BAKIN HEPİNİZİ ETMİŞİZ DAVET.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.