“Suriye Türkleri”  Zor Durumda…

“Suriye Türkleri” Zor Durumda…

9. yüzyılda Tolunoğulları döneminde ilk defa Türk hâkimiyetine giren Suriye, 11.yüzyılda Selçuklu Türklerinin, 1260’dan sonra Memluk Türklerinin eline...

9. yüzyılda Tolunoğulları döneminde ilk defa Türk hâkimiyetine giren Suriye, 11.yüzyılda Selçuklu Türklerinin, 1260’dan sonra Memluk Türklerinin eline geçmiş, 1516’da Yavuz’un bu ülkeyi fethetmesiyle Osmanlı hâkimiyetine girmiş, 850 yıl kesintisiz Türk hâkimiyetinden sonra 10.Ağustos 1920’de Sevr Antlaşmasıyla da Osmanlı Devletinden koparılarak Fransız mandasına terk edilmiştir Oğuz Türkleri ile Memluk Kıpçak Türklerinin torunları olan Suriye Türklerine “Bayır-Bucak Türkleri” de denilmiştir. Ne yazık ki bu ülkede yaşayan Türk kardeşlerimiz azınlık dahi kabul edilmemekte ve kayıtlarda Müslüman olarak geçmektedir. Suriye’de Bayat, Afşar, Beydili, Karakeçili, İsabeğli, Musabeğli, Elbeyli, Akar, Hayran, Çandırlı, Sincar gibi Türk boyları yaşamaktadır. Suriye’nin Halep eyaletine bağlı Rakka bölgesi Osmanlı Devletince Türkmen boy ve oymaklarının sürgün yeri olmuştur. Osmanlı Devleti bu bölgedeki yağmacı Kürt ve Arap aşiretlerini engellemek için tebaasındaki Türkmen ve Yörük oymak ve aşiretleri bu bölgede zorunlu göçe tabi tutmuştur. Beydili Boyuna bağlı 40 oymak (Cerit oymağı dahil) bu bölgeye zorla yerleştirilmiştir. Osmanlı Devleti döneminde Türk nüfusunun idari merkezi Halep’ti. Suriye’nin Akdeniz kıyılarında başta Lazkiye olmak üzere Basit, Bayır, Behlüliye, Kesap nahiye ve köylerinde; Halep şehir merkezi, Kürtdağı, Cerablus, Mümbiç, Musabeyli, Azez nahiyeleri ve yörelerinde, ayrıca Humus merkezinde Türkler yaşamaktadır. Suriye’de yaşayan Türk sayısının 500 binle 1 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Suriye hükümetleri Türklerin siyasi ve kültürel haklarını büyük ölçüde kısıtlamaktadır. Bu ülkede Türkçe eğitim yapan okullar olmadığı gibi Türkleri bir arada tutacak herhangi bir teşkilatta yoktur. Köy ve kasabalarda Türkler kendi aralarında Türkçe konuşurlar. Yüksek öğretim gören Türk sayısı çok azdır ve onlarda Türkiye’de okumuşlardır. Türkçe çıkan yayın organları, 1922’den 1937’e kadar, sürgündeki Refik Halit’in katkılarıyla renklendirdiği , “Doğru Yol” ve “Vahdet” tir. 1963 yılından bu yana Arap milliyetçisi Baas Partisi tarafından yönetilen Suriye’de Müslüman nüfus 1920’den beri çok büyük baskı ve zulüm görmektedir. Halkın % 75’i Müslüman, %11’i Nusayri, % 9’u da Hıristiyan olan Suriye toprakları, asırlar süren bir İslami geçmişe sahiptir. II. Dünya Savaşından sonra Suriye’den çekilmek zorunda kalan Fransızlar, 1946’da bu ülkenin bağımsızlığını kabul ettiler. Fransız yönetimi gitmeden önce azınlık olan Nusayrileri devlet kademelerine yerleştirdiler. 1949’dan itibaren başlayan darbeler dönemi 1970 yılında Hafız Esat’ın gerçekleştirdiği darbe ile son buldu. Kendilerini “Sosyalist Halk Demokrasisi” olarak tanımlayan baskıcı Hafız Esat yönetimi Suriye’yi bir istibdat ülkesi haline getirdi. Suriye, içlerinde Türklerinde bulunduğu Sünni Müslüman çoğunluk çok büyük baskılar ve işkenceler altında hayatını yitirdiler. Hafız Esat, Hama şehrinde 40 bin Müslüman’ı vahşice katlettirdi. Hafız Esat, PKK örgütünün lideri Abdullah Öcalan’ı da yıllarca Hatay ve Fırat’ın sularından yeterince yararlanamıyoruz nedeniyle Türkiye’ye karşı koz olarak Şam’da barındırmadı mı? Hatay’ımızı Suriye haritasında gösteren haritaları da daha unutmadık. Oğul Beşar Esat yönetiminde Suriye’de Türklere karşı ne değişti? Hiçbirşey. Suriye’de yaşayan Türk kardeşlerimiz ne durumdalar? Hiç düşündünüz mü? Suriye’de yaşayan Türklerin iki temel problemi var. 1- Türkçeyi unutmak; Suriye’de şehirleşme, okullaşma teşvik edilmektedir. Arapça, sınıf geçmede etkili olduğundan Türk aileler çocuklarına önce Arapça öğretmek zorunda kalıyor. Türkçe yeterince konuşulmadığından da zamanla unutuluyor. 2- İkinci problemleri, Devlete teslim olmak. Türk olmanın ve Türkiye’ye yakın olmanın bedelini çok pahalı ödüyorlar. Her an Türkiye casusu olarak suçlanıyorlar. Türkler büyük bir korku ve ümitsizlik içerisindeler bu durumda beraberinde teslimiyeti getiriyor. Türkçeyi unutmamak ve kendi diliyle eğitim yapabilmek Suriye Türklerinin birinci milli meselesidir. Türkiye’nin maddi ve manevi kaynakları ve bölgede bir güç merkezi olması; Türkiye dışındaki Türklerin de önemini artırmaktadır. Türkiye, Suriye Türklüğü için de milli bir politika belirlemelidir. Suriye’de yaşayan Türklerin resmi dili Arapçadır. Suriye’de Türkçe gazete, dergi kitap ve Türkçe eğitim yasaklanmıştır. Suriye Türklerinin insanca yaşayabilmesi ve başta Türk diliyle eğitim yapabilmesi Türkiye tarafından Suriye Devletine kabul ettirilmelidir. Türkiye Devleti, Suriyeli Türk kardeşlerinin her türlü kitap, kırtasiye, ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Suriye gençlerinin Üniversite eğitimleri de ücretsiz olarak Türkiye’de sağlanmalıdır. Suriye Türklerinin haklarını Türkiye gerektiğinde uluslar arası kuruluşlara ve tüm dünyaya duyurmalıdır. Türkiye, Arap ülkelerine gösterdiği dostluğun daha fazlasını Suriye Türklerine göstermek zorundadır. Yoksa çok geç kalınacak ve Suriye Türkleri Araplaşacaktır, böyle biline…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.