Siz Yapın Masajı! (6)

Siz Yapın Masajı! (6)

  18 Ağustos 2016 tarihinde Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinde Bel fıtığından ameliyat oldum. Ameliyata giden süreçten sonra bahsetmek istiyorum....

  18 Ağustos 2016 tarihinde Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinde Bel fıtığından ameliyat oldum. Ameliyata giden süreçten sonra bahsetmek istiyorum. 2009 yılında belimden rahatsızlandığım ve başımdan geçenleri sizlerle paylaşmıştım. Gazetemizde çıkan yazıları okuyanlardan tanımadığım kişiler arayarak çeşitli sorular yöneltmişti. Ancak gazetemizin zaman zaman internet yenilenmesi sonucu arşivler sizlere ömür olduğundan, yazılarımı yeniden sizlerle paylaşmak istedim.  

*      *      *

      Kalsın, kalsın siz yapın masajı dedim. Uykudan uyanan adamın yapacağı masajdan ne hayır gelir dedim yanımdakilere. Tamam dedi yaşlı kadın (MR) emarı getirdiniz mi? Zarfı verdik. Doktorların dahi ışığa tutarak uzun uzun incelediği filmi aldı loş odada kaldırıp bakarak, evet dört ve beş de görünüyor.
  • Bir sene önce herhangi bel rahatsızlığın oldu mu?
  • Olmadı.
  • Olmuştur, olmuştur. Bu yeni bir şey değil diyerek raporu da okudu bilmiş bir edayla. Geç yan odaya talimatı verdi. Geçtik. Geldi uzmanların uzmanı. Çorabını çıkar. Yüz üstü yat dedi salonun ortasına. Boylu boyunca acı içinde uzandım. Sırtımdaki limonları çıkarmaya başladı. Beğendi. Güzel olmuş dedi. Sırtıma ellerine sürdüğü kremi yedirip, parmak uçlarını sırtımda belimde gezdirirken; kıç üstü düştün mü yakın zamanda. Hayır, hatırlamıyorum. Düşmüşsündür düşmüşsündür diyerek, kuyruk sokumuma sert bir şekilde parmakladı. Sonunda buda başımıza geldi. Kadın bizi parmakladı diyerek gülmüştük çıktığımızda.
Kollarımı, ayaklarımı bir oyana bir bu yana döndürdü. Yuvarlanarak dön dedi. Yuvarlandım. Kalk hadi senin bir şeyin yok. Hasta sayılmazsın sen, birkaç güne bir şeyin kalmaz. Kalkmaya çalıştım divanın kenarına tutarak, zorlandım acının verdiği ızdırapla, divana oturup, çorabımı giyerken de sordum. Bundan sonra ne yapacağım diye; Eve gidince, iki kaşık bal, iki kaşık zeytinyağı karıştırıp beline sürüp  strech filmle saracaksın. Peki yıkanma zamanı ne yapacağım. Üç gün bu sarılı durumda duracak, üç gün banyo yapmayacaksın. Üçüncü günün sonunda çıkarıp, ılık suyla banyo yapıp yeniden tekrarlayacaksın. Diz kapağının arkalarına, sağ ayağının kemiğine limon saracaksın. Peki düzelmezsem! Düzelirsin, düzelirsin, senin bir şeyin yok ki. Buraya gelenler iki büklüm ve sırtta geliyor. Onlar düzelip gidiyor. Hatta doktorlar dahi geliyor. Bir hafta on gün sonra telefon açarsın. Ben sesinden anlarım. Ne isim aldı, nede bir kayıt. Duvarda yazıyordu. 120.00 TL. Bayıldık parayı. Fotokopi ile çoğaltılmış açıklamasından verdi; “ 2 çorba kaşığı zeytinyağı, 2 çorba kaşığı süzme bal, birbirine karıştırınız ve bel ortasını ılık suyla temizleyiniz, karışımı bele sarınız bu işlemi 2 sefer 3 er gün sarınız. Toplam 6 gün yapılacak. Dizlere ve ayak bileklerine limonları dilimleyerek sarınız gün aşırı strech filmle sarınız 6 saat beklesin çözünüz.” Çıktık. Otomobile biner binmez, bizimkiler sevinçle düzeldin hadi, birkaç güne kadar bir şeyin kalmaz dediler. Bana pek inandırıcı gelmedi. Ağrı bendeydi çünkü. Aynı hamam aynı tastı. Eşimi aradım, biz Ankara’ya uğrayıp Kırıkkale’ye döneceğiz. Sanırım evde süzme bal yok. Sen geç olmadan yakın bir marketten süzme bal alırsan iyi olur, uğrar alırız. Ankara’ya gelince arkadaşın evine uğradık, bir şeyler yedik. Eşi bizde bal olacak Karadeniz balı biraz acımsı onu koyayım dedi, acı balımızı da aldık. Ayrılırken doktor hanım yeniden hatırlattı; yağ zeytinyağı olacak! Kırıkkale’ye hareket ettik. Saat 23.00’ geçiyordu eve geldiğimizde. Doktor arkadaşıma, hadi bakalım şu yağla bal karışımını sırtıma sürde öyle gidersin dedim. Eve çıktık, iki kaşık bal, iki kaşık zeytinyağı karıştırdı. Ben kanepeye uzandım. İstersen eldivenle tak elin kirlenmesin dememe rağmen, önemli değil dedi. Kaşıkla sanki baklava üzerine şerbet döker gibi sırtıma  dolandırdı karışımı. Strech filmde saracakken. O değil alüminyum folyo olacak diye inatlaştı benle! Sanki pişmiş tavuk saracaktı. Sonra Uzman  masajcımızın küçük kağıda yazmış olduğu reçeteye baktım, ben haklı çıktım. Sardı strech filmi. Ben gidiyorum, yatayım geç kaldım, yarın nöbetçiyim dedi. Onu yolcu edip, odaya girmeye kalmadı, aşağıya süzülen ballı yağ tüm takımları yağladı. Lanet olsun dedim, sinirlerim iyice bozuldu, ağrım daha da arttı. Eşime telefon ettim, eski çarşaf falan var mı, nerede diye! Sabaha kadar idare edeyim hiç olmazsa birde yatak kirlenmesin diye düşündüm.   Çıkarıp duş alayım desem acıdan hareket edemiyorum. Birde bal yağ sürmede geç kaldık yeterince… Sabah gelen eşimin yardımıyla çıkarıp hafif bir duşla temizlenip yeniledik tedaviyi. Üçüncü gün çıkardığımızda, her yerimin sivilcelerle dolduğunu gördük. Duşumu aldım. Yeniden yapmaktan vazgeçtik oy birliği ile… Kızım ilk gün aradı, iyi olmadığımı öğrenince uzun süre aramaz oldu. Doktor arkadaş sık sık arayıp soruyordu. İyileşme şöyle dursun, iyice ağrılarım artmaya başlamıştı.   devam edecek…      

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.