ASIM ATABEY

ASIM ATABEY

SEVİNEREK YAZIYORUM BU YAZIMI

SEVİNEREK YAZIYORUM BU YAZIMI

Sonunda söyleyeceğim sevinme nedenini hemen söyleyim.   İlk defa Kırıkkale’den Kırşehir’e kadar, yol boyunca görünen arazilerde, anız yangını görmedim.  Sevimdim. Çok sevindim. Bu yazıyı okuyan herkesin de benim gibi sevineceğini düşünüyorum. Oysa her yıl ekinler biçildikten sonra, bir kaç gün içinde anız yangınları başlıyor. Güz yağmurları başlayıncaya kadar, neredeyse arazide tarlaların dörtte üçü yakılıyordu. Cayır cayır yakılıyordu. Allah’a çok şükür.  Bu sene ne olduysa olmuş. Anız yakma olayı ortadan kalkmış. Önce bu konuda görevini adam gibi yapan görevlilere sonsuz teşekkür ediyorum. Bu güne kadar adam gibi görevini yapmayanlara da teşekkür etmiyorum.  1968 li yıllardı. İletişim aracı olarak piyasada sadece radyo yayınları vardı. Radyoda da OCAKBAŞI adında bir program yayınlanıyordu. Programı KAMİL OCAK adında bir program yapımcısı yayınlıyordu. Bu programın tadına doyum olmazdı. Türküler, şarkılar, günlük olaylar, bilmek bilgilenmek gibi çok zengin içerikli bir yayındı. Etkilenmiş olmam gerekir ki,  ona bir mektup yazdım. Mektubumun konusu anız yangınları üzerineydi. İlk defa görmüştüm anız yakıldığını. O yıl az da olsa anızlarını yakanlar oluyordu.  Daha sonra anız yangınları giderek çoğaldı. 1990 lar dan sonra yangınlar yüzde yirmi beşlere,  2000 li yıllar yüzde ellilere, 2015 lerden sonra da,  anız yangınları yüzde yetmiş beşlere çıktı. Ekinler biçiliyor. Vatandaş rüzgârlı günlerde, tarlasının başına varıyor. Rüzgârın esme yönüne göre, tarlayı ateşe veriyor. Yangın başladı mı tarla sırasının üzerine çatır çatır yanıyor. Yangın bitince çiftçi tarlayı sürüyor. Hemen arkasından tarlasını ekiyor.  Hani OCAKBAŞI programı yapımcısına bir mektup yazdım dedim ya, Kamil Ocak yazdığım mektubun hiçbir satırını atlamadan, mektubu yazdığım şekliyle yayında okumuş. Yayını ben izlemedim. Ama pek çok kişi mektubumu, radyodan dinlediklerini bana söylediler. Memnun olduklarını da söylediler. Teşekkür de ettiler.  Sevgili okuyucular. Bildiğiniz gibi ot ve saman et ve süt demektir. Davarlar (koyun- keçi) ,sığırlar (İnek, manda), ağırlıklı olarak ot ve saman yiyerek, yonca, yorunga yiyerek beslenir. At, eşek, deve vs. hayvanlar da,  otçul hayvanlardır. Onlar da ot ve saman yiyerek  beslenir. İşlerimizi bu hayvanlar kolaylaştırır. Otun ve samanın, zenginlik kaynağımız olduğunun bilincine çiftçilerimiz varmadı. Yöneticilerimiz de bu işin ciddiyetini kavramadı. Neme gerek dedi. Görev yapıyor göründü. Ama tarla yangınlarının önüne geçecek çalışmayı yapmadılar.  Anız yangınlarında başka olanlara da bakalım. Tarlalarımızda ot ve samandan başka neler olur?  Karınca, fare, yılan, köstebek, kaplumbağa, tarla kuşu başta olmak üzere pek çok kuş çeşidi, keklik, bıldırcın, tavşan, solucan, kurt, çakal, domuz olur. Eksiklerini siz tamamlayın.  Bu hayvanlar da akşam oldu mu uykuya yatarlar. Çok hayvan geceleri görmezler. Sonra ne olur? Bu hayvanlar yangının şiddetine göre kaçamaz. Ne tarafa gideceğini bilemezler.  Sonra ne olur? Anız yakılan tarlada canlı bir varlık kalmaz.  Hepsi de kül olur gider. Ey tarlasını yakan çiftçi! Ey tarlaların yaktırılmamasıyla görevliler! Ne deyim ben size?  Ama tarla yakmak bir cinayetti. Tarlasını yakanlar ve tarlaların yakılmasına göz yuman görevliler! Yıl 1968. Yıl 2016. 50 yıla yakın, anız yangınları sürdü. Bu güne kadar anız yakma cinayetini siz işlediniz. Ayıp ettiniz. Ülkeyi et ithal eder ettiniz. Saman ithal eder etiniz. Gerçekten ayıp ettiniz. İnsanlar tarım ve hayvancılık ÜLKEMDE, dünyanın en pahalı etini yiyen, en pahalı sütünü içen duruma soktunuz. Et almaya, süt almaya gücü yetmeyenlerin, tümümün günahı sizin boynunuza olsun.  Sevgili okuyucular. Ne olduysa olmuş. Bu yıl yani 2017 sonbaharında, anız yakma olayı bıçak gibi kesilmiş. Bu yıl Kırıkkale -Kırşehir arasında tarla yangını yok. Bu yangınlar konusunu belki otuz kere İL GAZETESİ köşemde anlatmaya çalıştım. Yanlış oluyor. Önlem alınmalıdır diye anlatmaya çalıştım. Yetkilileri göreve çağırdım. Ama sesime kulak veren olmadı. Her tarla yangını benim içimi parçalıyordu. Üzülüyordum. Kızıyordum. Çok şükür. Allah’a bin kere şükür. Bu yıl anız yangını yok. Sevindim. Çok sevindim. Bundan sonraki yıllarda anız yangınlarını görmemeyi diliyorum. ASIM ATABEY. EMEKLİ ÖĞRETMEN. 28.9.2017

Bu yazı toplam 1131 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ASIM ATABEY Arşivi