UĞUR BÖCEĞİ

UĞUR BÖCEĞİ

Şer şirketi

Şer şirketi

Ermeniler yıllar yılı Türkiye aleyhtarı her türlü hareketi yapmak için ellerinden geleni ardına koymamışlardır. Çünkü Türkiye İslam’ın ve Türklüğün kalesidir. Bu kale yıkılırsa onların karşısında güç kalmaz. Benim yaşımda olanlar ve benden büyükler Asala örgütünün büyük elçilerimize yaptıkları cinayetleri hatırlarlar. Bunların arkasında olan ülkeler başta Ermenistan, Fransa, Amerika ve Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülke her zaman karşımızda olmuşlardır. Hatta Arap ülkeleri de her zaman karşımızda yer alan şer şirketinin üyeleridir. Örnek verecek olursam Filistin’in biz arkasında olmamıza rağmen onlar hep arkadan bıçaklamışlardır. Arapların kurtuluş savaşında yaptığı hainlikler yazıp internetten bulabilirsiniz. Ülkemizde en az yüzyıldır beraber yaşadığımız Arap kardeşlerimizi bu sınıflamanın dışında tutuyorum elbet. Çünkü onlarda en az bizim kadar bu vatanın öz evlatlarıdır.  

Çünkü ‘‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.’’ Mustafa Kemal Atatürk

Ermenistan’ın yıllardır Azerbaycanlı soydaşlarımıza yaptıkları zülüm ve de topraklarını işgal ettiğini dünya âlem biliyor. Dünde, bugünde hatta yarında canım Azerbaycan’ımızın yanındayız. Elbette zalim Ermenilerin yıllar önce işgal ettikleri o topraklar Canım Azerbaycan ordusu tarafından yeniden alınıyor ve alınmaya devam edecek. Ermeni zulmüne son verilecek. 

Türk dünyası yeniden büyüyor. İşte şer şirketinin korkusu bundan geçiyor. Türk dünyası büyür de birlik olursa yeniden dünya coğrafyasında etkin bir konuma gelirse yandık diyorlar. Onların canını sıkan, canını alan nokta da tam burasıdır. Yıllar yılı Ermenilerin bize yaptıkları soykırımı sanki biz onlara yapmışız gibi ısıtıp, ısıtıp önümüze koymalarının sebebi de budur. Türkiye ve Türklük ayağa kalkmasın. Hele dünyadaki Türkler bir araya gelirse vay halimize diyorlar. Yeni doğan güneş Türk dünyası üzerine doğuyor. İşte o zaman İslâm’ın güneşi Türkün bayraktarlığında sonsuza dek dalgalanacak.    

Karadeniz ve Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları onları ister istemez ürkütüyor. Amaç Türkiye güçlü olmasın. Her zaman bize muhtaç kalsın. Bu sebeple şer şirketi her daim faaliyette çalışıyor. Az öncede belirttiğim üzere bunlar Amerika, İngiltere, Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri, Rusya, İsrail, İran, Irak, Suriye, Arabistan ve Arap dünyası ve daha nicelerini saymak mümkün. Hele birde liderleri var ki hepsi birbirinden beter. Bunlardan bir tanesi de Fransa’nın Cumhurbaşkanı Macron dinimize karşı edepsiz söylemleriyle aslında mikro beyninin pislilerle dolu olduğunu biliyoruz. Mikrobun teki, başka ülkelerin lejyonerliğini köpekliğini yapıyorlar. Adamların mesleği köpeklikten başka bir şey değil. Fransız mallarını almayın. Hatta öncelikle Türk malı alın. Hele şu pandemi döneminde özellikle Türk malı kullanın. Her yerli üretim yazan yerli değil kesinlikle etiketteki menşeine mutlaka bakın. Aradığınız ürünün yerlisi yoksa yabancı alın. Hatta mecbur değilseniz almayın bile. Öncelikle Fransız, İngiliz, İsrail, Amerikan, Alman ve bize karşı tavır alan her ülkelerin mallarını almayın. Kısacası ‘‘Türkün Türk’ten başka dostu yoktur.’’ Bu sözü asla unutmayınız. 

Yarınların Türk’ün aydınlık dünyası olacağına hiç kuşkum yok. Yeter ki biz birbirimize sahip çıkalım. Ve bir an önce Suriyelileri ülkelerine kesinlikle geri gönderelim. Yoksa yıllar içinde başımıza bela olacaklarına emin olabilirsiniz. Şu an ekonomik sıkıntılarımızın baş mimarı onlar. Korona da ikinci sırada yer alıyor. Aslında şu süreçte ithalata kapılarımızı kapatıp özellikle tarım ve hayvancılıkta kendi üretebildiğimiz mallarda o yolu tıkarsak çok çabuk artıya geçip zirveyi zorlarız. Çünkü dışarı giden her kuruş bizim zararımıza. Tarımda ülkemiz topraklarında üretebildiğimiz her şeyde ilacından, gübresine ürününe kadar dışarıdan almayalım. Bugün kendi yetiştirdiğimiz pamuğu, ayçiçeğini, bakliyat ürünlerini ve daha nicelerini dışarıdan almamız hiç güzel bir şey değil. Kendi çiftçimiz yetiştirsin bizim çiftçimiz kazansın. Hayvancılıkta da canlı hayvanından, etinden, yeminden, ilacından, samanına kadar dışarıdan almanın gereği yok. Yunanistan’la problemlerimiz varken onlardan pamuk almak hoş değil. Kendi köylümüz, çiftçimiz, kendi evlatlarımız kazansın. Hem de ürünlerimizi %100 doğal yetiştirelim.       

Şer şirketi derken kış geliyor. Sağlığımız üzerinde de grip vakaları artması Korona’nın daha şiddetli olmasına vesile olabilir. Bu sebeple maske, mesafe ve hijyen kurallarına daha fazla dikkat etmeliyiz. Yoksa sağlığımız üzerinde özellikle kronik hastalığı bulunan ve 65 yaş üstü kişilerin mümkün olduğunca daha az dışarı çıkmaları çok önemlidir. Elbette mücbir sebeple çıkanlara sözüm yok ama mecburiyeti olmayanlar dışarı çıkmamalı veya sağlıklı kalmak için yürüyüş yapmak amacıyla insanların az olduğu saatlerde sınırlı çıkmalı. Yoksa kronik hastalıklar, gribin mevsimsel etkileri ve değişken ve soğuk havanın etkisiyle korona daha etkin olacaklardır. 65 yaş üstü ise ister istemez vücut dirençleri düşük olduğundan en çok etkilenenler olacaktır. Hatta bu guruba dâhil olmayanlar bile gribin, korona ile oluşturacağı şer şirketinin pençesine düşmesi içten bile değil. Hatta çift maske takmak daha da faydalı olacaktır. 

Mevlit kandilini yaşadığımız bugün Cumhuriyet Bayramımızla taçlanıyor. Tüm Türk İslam âlemine hayırlara vesile olması temennisiyle sağlıcakla kalın mutlu kalın. 

Bu yazı toplam 3280 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
UĞUR BÖCEĞİ Arşivi