Mehmet Bayrak

Mehmet Bayrak

NENE HATUN

NENE HATUN

Bu kadın, Erzurum savunması’nın yıldönümü (9 kasım 1877) münasebetiyle gündeme gelen Nene Hatun’dur.

Yer: Erzurum, Mevkî: Aziziye tabyaları, vakit sabaha karşı, tarihe “93 Harbi” olarak geçen Osmanlı-Rus savaşı doğu cephesinde bütün şiddetiyle devam ediyordu. Gazi Ahmet Muhtar Paşa komutasındaki kuvvetlerimiz, bir süre önce Erzurum’a saldıran Moskof’u tepelemek üzereydi, hiç hesapta olmayan bir “arıza” çıkmıştı.

Türk ekmeğiyle yüzyıllar boyu beslenen yerli Ermeniler, çeteler gurup Erzurum’a saldırmış ve uyuyan askerlerimizi keserek tabyayı ele geçirmişlerdi. Arkadan gelen Rus askerleri kolayca tabyaya girmişti. Haber Erzurumlulara ulaşınca kıyamet koptu. Sabah ezanından önce minareye fırlayan imam ve müezzinler haberi tüm Erzurum’a duyurdular.

Minarelerden yapılan çağrıyı Hatun Gelin de duymuştu. Henüz 28 yaşındaydı. Üç yıl kadar önce evlenmiş, üç yıl önce Nazım adını verdiği bir oğlu dünyaya getirmişti. Köyü, Aziziye tabyası baskınından sadece 15 gün kadar önce Ruslar tarafından işgal edildiği için, ailesiyle birlikte Erzurum’a göçmüş, iki küçük odadan ibaret kerpiç bir eve sığınmıştı. Ağabeyi birkaç gün önce ağır yaralı olarak cepheden eve dönmüş, o gece kollarında şehit olmuştu. Hatun gelin o gece iki odalı kerpiç evin bir odasında hem bebeğini sallıyor, hem de ağabeyinin ruhuna Kur’an okuyarak sabah namazını bekliyordu.

Ezan öncesi minarelerden gelen çağrıyla irkildi. Aziziye tabyası düşman tarafından basılmış, tüm askerlerimiz şehit edilmişti. Allah’ını seven yardıma çağırılıyordu. Herkes silah namına ne varsa almalı, Aziziye Tabyası’nın imdadına koşmalıydı.

Hatun Gelin dikkat kesildi. Sokak tarafından gürültü, Aziziye tarafından yoğun silah sesleri geliyordu. Beşikteki her şeyden habersiz, masum mazlum uyuyan bebeğine baktı. Son kez emzirdi. Sonra sabah namazını kıldı. Bebeğini öptü kokladı: “Nazım’ım, seni bana Allah verdi, ben de seni ona emanet ediyorum” dedi. Beline bir satır soktu. Eline şehit ağabeyinin tüfeğini aldı ve hızla tabyalara doğru koşmaya başladı.

Tabyalarda mevzilenmiş çeteler ve düşman askerleri, kendilerine doğru akmakta olan iman selinin karşısında fazla tutunamadılar. Modern silahları vardı, ama hiçbir silah bu kararlı ve imanlı insan seli karşısında etkili olmuyordu. Dadaşlar tabyaların demir kapılarını bir kağıt gibi ezerek düşmanın üzerine atıldılar. Çarpışma çok kanlı oldu. Bin şehit verdik. Ama Aziziye tabyası ve Erzurum kurtuldu.

Hatun gelin bakındı. Ermeni çetecilerden birinin, yerinden söküp yere attığı Bayrağı kaptığı gibi yerine dikti. Sonra yaralılarla meşgul olmaya başladı. Oysa kendisi de omzundan yaralıydı. Ve kan kaybediyordu. Doktorlardan biri bunu söyleyince “Ben kadınım, önemi yok” dedi. “Kadınlara nasılsa değer vermiyorsunuz” mu demek mi istedi, yoksa “Kadınım, dayanıklıyım” mı demeye getirdi, kimse bilmiyor. “Ben kadınım” dedi yalnızca, önemi yok.

Nene Hatun, adıyla

Bu yazı toplam 993 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Bayrak Arşivi