Misafir Yazar - Nusret Kılıç

Misafir Yazar - Nusret Kılıç

Üniversite ve şehir Zaman zaman şikayet ederiz: İlimizde kültürel ve sanatsal faaliyetler çok yaygın değil diye. Bu biraz da arz talep meselesi… Üniversite...

Üniversite ve şehir Zaman zaman şikayet ederiz: İlimizde kültürel ve sanatsal faaliyetler çok yaygın değil diye. Bu biraz da arz talep meselesi… Üniversite ile birlikte bu talebin günden güne arttığını söyleyebiliriz. Yalnız, yapılan faaliyetlerin üniversite sınırları içerisinde kalması şehrimiz açısından olumsuz bir durum olarak nitelendirilebilir. Geçenlerde bir tiyatro yönetmeni ve oyuncusu bir arkadaşımla karşılaştım. Üniversite’de “Mesut Uçakan Sinema Günleri” düzenleyeceğini söyledi. Niye şehir merkezinde yapmıyorsun diye sorduğumda,  daha önceki yıllarda şehir merkezinde yaptığını; ancak katılımın olmadığından, pek rağbet görmediğinden yakındı. O yüzden bu yıl Üniversite sınırları içerisinde yapacağını belirtti. Tebrik ettim, başarılar diledim. Daha sonra gazetelerden de okudum, gayet güzel bir program düzenlenmiş Üniversite ile şehrin bir bütünlük oluşturması şehre zenginlik katar. Aynı zamanda ilimizin kültür ve sanat açısından yeni ufuklara açılmasına öncülük eder. Bu bağlamda Kırıkkale Belediyesi’nin organize ettiği Kırıkkale Üniversitesi’nin de zaman zaman katkı yaptığı, alanında uzman kişilerin davet edildiği Kent Buluşmaları’nı çok önemsiyorum. Şehir insanını ve üniversiteyi birbiriyle kaynaştıran; kaynaştırırken şehrin kimliğine yeni soluk katan Üniversite’nin gerçek kimliğinin ortaya çıkmasına sebep olan bu tür faaliyetlerin olması büyük önem arz etmektedir. Bir yazar der ki: “İnsanların geçim derdi ile uğraştığı bir zamanda kitap okumaktan, çeşitli kültürel faaliyetlerden bahsetmek boş bir uğraştır.” Oysa geçim derdi her çağda yaşanabilecek bir durumdur. Önemli ve esas olan bizim karşı karşıya kaldığımız her durumda değer verebileceğimiz kıymetlerin olmasıdır. İnsan geçim derdiyle uğraşmaz; fakat kültürel ve sanatsal atmosferden uzak bir hayat yaşıyorsa onun ilgi alanları çok daha farklı olacaktır. Osmanlı divanları incelendiğinde sanatsal ürün olan pek çok gazel, kaside vb. türlerin saray dışında ortaya çıktığı görülecektir. Bir çobanın, bir ayakkabı tamircisinin hem maişet derdiyle uğraştığını hem de sanata hayatında yer ayırdığını görebiliriz. Esas olan öncelik ve değerlerimizdir. Üniversite öğrencisi de ailesinden aldığı üç beş kuruş harçlığı, kültürel hayatına zenginlik katacak kitap, tiyatro, sinema vb. aktivitelere harcayabilecektir. Üniversite hocamız Şair Arif Ay, yeni çıkan bir kitabı aldığında otobüs parası bulamadığı zamanlar olduğunu, Kızılay’dan Keçiören’e yürüyerek gittiğini nakletmişti. İşte aşk bu olmalı… Üniversite şehir için bir nimettir. Önemli olan bu nimeti külfetten kurtarıp nimetin değerini bilerek etkin bir şekilde istifade etmek olmalıdır. O zaman şehirler gerçek kimliğini bulabilirler. Belediyeler de rutin işlerinin dışında kültürel ve sanatsal programlarla şehrin kimliğine katkı sağlamalılar. Bu bağlamda bizim belediyemiz teşekkürü hak ediyor. Şehir insanı ile sanatçıları buluşturan nice programlarda bir arada olmak dileğiyle…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.