Köroğlu, Türklerin ortak kahramanıdır

Köroğlu, Türklerin ortak kahramanıdır

TÜRKSOY, Saygın Devlet Kurumu Olarak Dünya Gündemindedir “Köroğlu”, Düsen Kaseinov’u Türk Devletleri Zirvesine Oturttu Yanlış okumadınız,...

TÜRKSOY, Saygın Devlet Kurumu Olarak Dünya Gündemindedir “Köroğlu”, Düsen Kaseinov’u Türk Devletleri Zirvesine Oturttu Yanlış okumadınız, bu doğrudur. Köroğlu, gerçekten de XXI. yy. ikinci bir Köroğlusu ile karşılaşmış oldu. Bu gerçekten de güzel bir karşılaşmaydı ve günümüzde çok nadir rastlanan buluşma oldu. XII-XIV. yy. zalimlere, zulümkarlara, halka ızdırap ve işkence veren her türlü gaddarlığa, zorbalığa, halka acılar ve yaralar vuran her türlü baskılara karşı gerçek halk kahramanı Köroğlu, Türkiye’de, Azerbaycan’da, Kırgızistan’da, Türkmenistan’da, Kazakistan’da, Özbekistan’da, Gürcistan’da, genellikle Orta Asya ve Kafkaslarda Hanlara, gaddar Beylere karşı hiddetle, cesaret ve hünerle karşı koymuş, halkın arzu ve isteklerini yerine yetirmiştir. Adı efsanelerde, romanlarda ebedileşmiş bu halk kahramanı hakkında büyük araştırmalar, büyük eserler yazılmıştır. Ve Köroğlu, hiç zaman ırklara fark koymadan, nerede halka karşı zülüm, işkence, baskı var ise kendini oraya atmış, halkları azat etmiştir. Hatta yakınlarda Gürcistan topraklarında, en yüce dağların zirvesinde bir Köroğlu kalesi aşikâr olunmuştur. Böylece Köroğlu sadece Türk kavimlerinin, Türk Halklarının değil, tüm dünya halklarının da kahramanı sayılıyor. Ve böyle ulusal, tüm ulusların sevimli kahramanı hakkında, Türk Dünyasının azametli ve büyük bestekârı, Doğu’da, “Leyla ve Mecnun” adında ilk profesyonel operanın yaratıcısı, Üzeyir Hacıbeyli 1937 yılında özünün en daha azametli bir büyük Grand operası olan “Köroğlu”sunu yazdı. Bu opera 1938 yılında Moskova’da Azerbaycan devleti Sanatının 10 yıllığı günlerinde Bolşoy Opera ve Balesi’nde sergilenmiş oldu ve dönemin gaddar diktatörü Stalin şahsen bu operayı izledi, besteciyi şahsen kutlamıştır. Stalin, daha önce izlemiş olduğu “Arşın Mal Alan” hakkında besteciye övgüler yağdırmış, bestekara minnettar olduğunu ifade etmiştir. Şimdi ise Grand opera ile bağlı teşekkürünü bildirmiş ve sadece besteciye bir teklifte bulunmuştur ve demiştir ki, operanın sonundaki koro müziği daha haşmetli ve zafer dolu, daha yüce olsa anlamı büyük olacaktır. Çavuşoğlu Projeye Devlet Desteğini Sağladı Besteci Hacıbeyli de bu teklife olumlu yaklaşmıştır ve bu operaya ikinci defa, 1948 yılında Moskova’da izlediğinde çok memnun kaldığını, besteciye dolu dolu övgülerle ifade etmiştir. “Köroğlu” operası ayrı ayrı yıllarda Moskova Bolşoy Opera ve Balesi’ sahnesinde, Leningrad Mariinsk Opera sahnelerinde, Tiflis ve Erevan opera sahnelerinde de uğurla sergilenmiştir. Dünya ünlü şef, rahmetlik Niyazi 20 yıla aşkın bu operanın İstanbul ve Ankara’da sergilenmesine çalışmış ve bunu yapamamıştır. Ve 7 yıl “Uluslar arası “Köroğlu” Operasının Sergilenmesi Projesi” üzerinde gece-gündüz çalıştım. İki defa sergilemek şansı buldum, fakat ciddi sebeplere göre Başbakanlığa dilekçe verdim ve Projeyi durdurdum. Bu yıl yeniden Projeyi teklif etim ve değerli dostum, bir Türk sevdalısı, Türk geleneklerine, örf adetlerinde sımsıkı bağlı, Antalya Milletvekili, Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun büyük çabaları ve katkılarıyla yılların hayal ürünüm olan Proje, Başbakanlıktan maddi destek aldı ve böylece yola koyuldum. Fakat tali beni yıllar önce tanıdığım bir cesaretli insanla karşılaştırdı. Bizi karşılaştıran kişi ise TÜRKSOY Genel Müdür Yardımcısı, değerli dostum, Doç. Dr. Fırat Purtaş’a köşemden bir daha derin teşekkürümü bildiriyorum. Sayın Düsen Kaseinov ile ilk tanışlığım 1999 yılında telefonda olmuştur. O zaman Bilkent Üniversitesinde Öğretim Üyesi iken Uluslar arası “Ağrı Dağı” Operasının İsak Paşa Sarayında Sergilenmesi Projesi’nin Sanat Yönetmeni ve Danışmanı iken aramıştım. Sayın Kaseinov o zaman Kazakistan Kültür Bakanıydı ve ondan bazı sanatçıların davet olunmasını uzun uzun tartışmıştım. Bu adam bana o yıllarda çok yardımcı olmuşdu, onun sayesinde Kazakistan opera sanatçısı Şahmardan Abılov’u baş role davet etmiştim. Kaseinov, Türk Dünyasının Şerefli Prensidir Yine 2000 yılında yeniden bu operayı sergilerken Sayın Kaseinov’la artık eski dost gibi konuşmuştum. Ve şimdi önüne Köroğlu Projesini getirdiğimde eski, dostlar olarak sevincini ifade etti ve şöyle dedi: “Siz bu Projeyi bizsiz gerçekleştiremezsiniz, çünkü TÜRKSOY felsefi düşünceleri ışığında olan bu Projeyi sadece bizimle gerçekleştirmek mümkün olacaktır. Çünkü bizim kurum zaten böyle Projeleri gerçekleştirmek için Türk devletleri tarafından yaratılmıştır. Siz Eflatun Bey çok doğru bir adrese gelmişsiniz. Ben bu Proje için varım, ne gerekiyor ise yaparım. Biz hemen tüm Türk devletlerine yazı yazacağız ve Köroğlu operasının gerçekleştirmesi için tüm ekibimi de görevlendireceğim. Hadi, iş başına. Bütün çalışmaları benimle istişare ediniz. Bu günden başlayalım”. Ben hayatım boyunca pek çok insanlarla, çeşitli müdürlerle, idarecilerle, Genel Müdürlerle, başkanlarla çalışmışımdır, fakat Düsen Kaseinov’u başkalarından ayıran pek çok vasıfları vardır. Özelliklerini sıralamak isterim. Bir kere benim gibi atak ve işi anında bitiren bir özelliğe sahiptir. Bu günün işini sabahlara bırakmaz. Hemen, anında işi bitirmek ister; aksi halde benim gibi kalkar, sinirlenir, yer yer bağıra da bilir. Ama benim gibi değil elbette. Ben ses tellerimi düşünmem, bağırır, gerekiyorsa sert konuşurum. Çünkü sahnede disiplin olmasa, sahne düzeni bozula bilir, hareket yanlış ve yapay olacaktır. Sahne disiplin işidir ve bir de çelik disiplini ister, çünkü ruh çalışıyor, hayal gücü üretiyor, konsantre gerekmektedir. Bu arada yersiz konuşmak, hareket olayı dışında kalmak demektir ki, bu da temsilin, ya da epizodun, Tablonun düzenini bozuyor, provanın üretimine zarar veriyordur. Bağırmak olayı da işte yaratıcılık ortamında disiplin hataları yapanlara yönelik oluyor, aksi halde yüksek düzeyde disiplin sahnede üretimin verimliliğini, olgunluğunu temin ediyor. Kaseinov farklı şekilde sinirlenir, içine atarak, bazen da yüksek selse değil, anlatmakla yetiniyor. Ama çok dakik, çok disiplinli bir yaklaşımı vardır. Bir kere güler yüzü neye desen değer, o güler yüzünde samimi bir ifade hâkimdir. İnsana daha sıcak, daha yakın bir iletişimin ifadesi gibidir. İnsan böyle bir adama ona yakışır davranmayı ister. Bir zamanlar Almaata’da Konservatuar rektörlüğü yapmıştır, sonra Kültür Bakanı ve Cumhurbaşkanı Danışmanı görevlerinde bulunmuştur. Bütün bu kademelerde pekişmiş, deneyimini artırmış, insanlarla çalışma yöntemini baya geliştirmiştir. Çok sade, samimi ve içtenlikle insanlara yaklaşıyor, aynı zamanda sert tavırlarını da sergileye bilir. Karşısındakine yerini bildirir, yanı yerini bil ve doğru davran, diyor. “Köroğlu” Projesine Kendi Evladıymış Gibi Sarıldı Kaseinov “Köroğlu” projesine öyle sarıldı ki, ailesinde bile devamlı “Köroğlu”dan söz ediyor, uykularında bile kostümden, dekordan söz ediyormuş. Bir gün eşinden duydum. Yani benin yıllardır yaşadıklarıma kısa zamanda erişti. Yani Kaseinov TÜRKSOY’DA çalıştığı zaman diliminde ilk defa böyle Grand bir Projenin organizasyonuna fevkalade ciddi bir şekilde soyunmuştu. Çünkü bir Türk Dünyası Projesiydi. Örneğin, beni Bişkek provalarında iken arıyordu, dakikalarla bir şeyler soruyor, provaların gidişatıyla, eksikleriyle, dekor, kostümlerle devamlı ilgileniyordu. Bir kere kendisini aradım, “Ankara için özel dekor yapmalıyız, çünkü Bişkek sahnesi Ankara opera sahnesinden büyük, geniş ve derindir”, dediğimde gerisini sormuyordu, aynen: “Gerekiyorsa Ankara için yeni dekor yapılacaktır”. Kısa ve net. Ben kendisinin böyle yaklaşımından hem keyif alıyordum, hem de çok memnun kalıyordum. Çünkü bazı müdürler gibi, “Neden yapıyoruz, ne lüzumu vardır”gibi türünden cevap almıyordum. O bir profesyonel kişiliğe sahiptir, amacı büyük çalışmalar, projeler üzerinde çalışmaktan zevk almaktı. Evet, sıkıntılar çoktu, gâh gümrükte dekoru, kostümü kısa vakitte çıkarmakla uğraşıyordu, gah para yetmiyor diye Belediyeleri, bankaları, şirketleri kapı kapı dolaşıyordu, para yardımı için bakanlıklarda, Başbakanlıkta tekrar bulunuyordu, bu işler için fazla zaman harcıyordu. Niçin, neden? Sorulara cevap sadece şuydu: Bir birikim, tecrübeye dayalı işlerdir, kişilerin yarı kalmış çalışmalarını da bitiriyordu ki, işler aksamasın, zamanında ve yerinde olsun, diye. Bunu da keyifle yapıyordu, sanki böyle olacakmış gibi. Bu bir disiplin, çalışma yöntemi, yıllarla kazanılmış tecrübe, işleyiş, kazanılmış bir yaşam öyküsüdür. Onlarca Genel müdürler tanırım ki, elinin altında çalışanları vardır, ellerini aktan karaya vurmazlar. Hayır, Kaseinov kendi yapacaktır, işleri kendi bitirecektir, o zaman içi rahatlar. Bu iş böyledir. Ben Bişkek sahnesinde disiplinsizlere, sahne çalışmalarına zarar verenlere bağırırken, Kaseinov bana dominant oluyordu, telefonda “Sen sağlığını koru, provalarda fazla bağırma” diyordu. Provalarımla anbean ilgileniyordu. Kaseinov-Yetenekli Müzisyen, Fevkalade Deneyimli, Pratik, Dürüst ve Güvenilir Biridir Yani ben bir tiyatroda başrejisör olsam, mutlaka Kaseinov’un Genel Müdürlüğünde çalışmayı tercih ederim. Bazen öyle samimi, öyle yerinde laflar ve deyimler kullanıyor ki, adamın içi rahatlıyor. Sahte değil, yapay değil, dürüstlüğüyle başkalarına meydan okuya bilir. Onunla çalışmak keyfini yaşadım ve çok mutluyum ki biz birlikte Grand Operayı başarıyla sonuçlandırdık ve Türk devletleri başkentlerinde fevkalade başarıya imza attık. Daha bir artışı vardır, finans ve maliye işlerini süper biliyor ki pek çok Genel Müdürlere taş patlatır. Kaseinov bir fenomen şahsiyettir, onu keşif yaptım ve şunu gördüm: her türlü kişi ve insanlarla uyum içinde çalışmayı sürdüre bilir; her türlü sahtekarı, iki yüzlüyü, alavere pislikleri iyi tanır ve uzak durmasını temin ediyor. Böyle yöneticiyi nerede bulacaksın? “Köroğlu” temsilinin başarısının önemli noktalarından biri iyi bir organize, iyi bir ekip, iyi bir idarecilerle çalışmak. Ne yazık ki başlarda organizasyon eksikliğimiz oldu ve Projemize büyük zararlar vermiş oldu. Hem maddi yönden, hem de manevi bakımdan, eksiklerimiz oldu. Bunlar hakkında sonraki yazılarımda özetlerim. Şimdi olumlu çalışmalar yaparken olumsuz köşeye dokunmaz istemem. Sadece şunu söylemeliyim ki, tüm TÜRKSOY ailesi, sürücüsünden tutmuş bekçilere dek hepsi “Köroğlu” temsilinin Almaata, Ankara ve Bakü turnelerinin başarıyla yürütülmesine yönelmiş oldu. Yani TÜRKSOY Genel Müdür tüm ekibiyle Grand Projenin başarıya ulaşmasına yardım ediyordu. Elbette ki benim için bu büyük bir mutluluk oldu, iyi bir TÜRKSOY organizasyonu çalışmasına şahit oldum. Kaseinov fenomeninin zaferi onun Türk Dünyasının cesur, mert, şerefli evladı olmasıyla bilhassa bağlıdır. Çünkü Köroğlu tüm Türk dünyasının kahramanı idi ve Kaseinov’un ruhuyla bağdaşlaşıyordu, onun milli varlığı içinde özel yeri vardı. Köroğlu için gerekiyorsa göklere, Aya, Yıldızlara bile uçacaktı, diye düşünüyorum. Bu nokta da önemli bir vasıftır Kaseinov’un şahsiyetinde, maneviyatında. Köroğlu, TÜRKSOY’U ve Kaseinov’u Zirvelere Taşıdı TÜRKSOY-Kaseinov sentezinde “Köroğlu” temsili büyük bir devrim yaratmış oldu ve Kaseinov ismi Türk devlet Başkanlarının gündemine taşındı. Kısa zamanda TÜRKSOY ailesi Türk Devletleri Başkanlarının masasına yerleşmiş oldu. 3 Ekim 2009 tarihinde daha önemli bir zirve toplantısı yapıldı. Türk dilli devletlerin IX. zirve toplantısı Naxçıvan Cumhuriyetinde, Azerbaycan Cumurbaşkanı, Sayın İlham Aliyev’in ev sahipliğinde gerçekleşti. Zirve toplantısında Kazakistan Cumhurbaşkanı, Sayın Nursultan Nazarbayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı, Sayın Kurmanbek Bakiyev, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, Türkmenistan Başbakanlık Yardımcısı, Sayın Hıdır Saparlıyev iştirak ettiler. Zirvede Kırgızistan Cumhurbaşkanı, Sayın Kurmanbek Bakiyev konuşmasında şöyle demiştir: “Unutmamalıyız ki, bizim insanların mantalitesi, bizim geçmişimiz ve geleceğimiz, tarihi idrak etmek ve halklarımızın dünya medeniyetinin hazinesine töhfe verdiği manevi değerlerin anlaşması ile değer kazanır. Bu anlamda ben Türk kültürü ve sanatının yükselişinde TÜRKSOY kurumunun rolünü olumlu değerlendiriyorum. TÜRKSOY, bu yılın Eylül ayında Bişkek’te, Almaata’da, Ankara’da ve Bakü’de Kırgız Milli Akademik Opera ve Balet Tiyatrosunun ifasında Azerbaycan müziğinin klasiği Üzeyir Hacıbeyli’nin “Köroğlu” operasının Uluslar arası ilk temsilini gerçekleştirmiştir”. Devlet Başkanlarının TÜRKSOY’UN başarısını dile getirmeleri Kaseinov’un teşkilatçılığının, tecrübe ve birikiminin, okyanus boyutlu çalışmalarda büyük başarıya ulaşmasının da bariz işaretidir ve yukarıda yazdıklarımı bir daha tasdik ediyordur. Evet, Uluslar arası “Köroğlu” Operasının Sergilenmesi Projesi’nin gerçekleşmesi TÜRKSOY timsalinde Sayın Düsen Kaseinov’un büyük gayretleri, özveriyle, coşkuyla tüm ekibinin dümenini cesaretle elinde tutmasına bağlıyorum. Mutluyum ki, yıllar önce ruhumun derinliklerinden düşündüğüm, arzu ettiğim, akıl ürünümün gerçekleşmesinde Sayın Düsen Kaseinov’un zahmetinin, yeteneğinin büyük ve şerefli payı vardır. “Köroğlu” temsili, bu fevkalade başarıya ulaşmakla kalmadı, bir anda Düsen Kaseinov otoritesini, Kaseinov fenomenini de Türk Devlet Başkanlarının Dikkat ve Gündemine ebediyen oturttu… Naxçıvan Zirvesi hakkında gelen sayımızda. DEVAMI VARDIR: Prof. Dr. Eflatun NEİMETZADE Yeni Azerbaycan Yardımlaşma Ve Kültür Derneği (YAYDER) Genel Başkanı, “NAXÇIVAN” Gazetesi, ATXEM ve KÜR-XAZAR Cemiyetleri Türkiye Temsilcisi. Ankara.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.