Kış Uykusu (Altın Palmiye Ödüllü Film)
32. yıl sonra gelen mutluluğun, başarının eseri “Kış Uykusu” filmindeyim. Türk sinemasının 100. yılının kutlandığı bu yıl, 67. Cannes Film...
32. yıl sonra gelen mutluluğun, başarının eseri “Kış Uykusu” filmindeyim. Türk sinemasının 100. yılının kutlandığı bu yıl, 67. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü kazanmış film.
Makro sinemalarındaki iki no’lu salondayım. Benimle birlikte 9 kişiyiz. Kendimi hazırladım. Çünkü 3 saat 16 dakika sürecek filmdi. Reklam, ara derken 4 saati ayırmak ve tahammül edebilmek gerekliydi… Ben, Türk filmlerine olan hayranlığımdan dolayı zorlanmayacaktım. Küçüklüğümden hatırlıyorum, sinemalarda genelde iki film birden oynardı. Kalabalık olmadığına üzülmenin yanı sıra sevindim dersem yalan olmaz. Film seyrederken sessizlik ve yalnızlığı daha çok sevdiğimden. Dikkatim dağılmamalı. Ürgüp! Dünyaca tanınmış peribacalarının bulunduğu göreme yöresi. Yabancı olmadığım yörede çekilmiş bir film. Doğup büyüdüğüm Kayseri’ye çok yakın olduğu için çok gitmişliğim var. Buna rağmen kendimi labirent içinde hissederim gittiğimde. Nereden gittiğimi, nereden çıktığımı hatırlamakta güçlük çekerim, doğa harikası olan bu yerde! “Aydın (Haluk Bilginer) emekli bir oyuncudur; aktörlüğü bıraktıktan sonra Kapadokya’da kendi halinde küçük bir otelde çalışarak günlerini geçirir. Mahalli bir gazetede de köşe yazarlığı yapmaktadır. Çok iyi biri olmasına rağmen, kendinden emin hareketleri, her şeyi eleştiren yapısı nedeniyle, hayatında ki iki kadınla devamlı çekişmelerine tanık olmaktayız. Kendinden emin biri görünümünde de olsa, kendi iç dünyasında karmaşalar içerisindedir. İstediği hayatı bulamamışlığın verdiği bir ezikliktir belki de bu! Kendisine her anlamda uzak ve soğuk olan genç karısı Nihal ve boşanmış olan kız kardeşi Necla. İnsanın ruh halini, psikolojisini güzel bir şekilde yansıtmaları, geçen dakikalarda filmin uzunluğunu unutturmaktadır. Filmin her bir karesi ressamın fırçalarından çıkan bir tablo! Film genelde Aydın (Haluk Bilginer), kız kardeşi (Demet Akbağ) ve genç eşi Necla (Melisa Sözen) üçlüsü arasındaki diyaloglarla geçmesine rağmen, diğer rollerdeki her oyuncunun ayrı bir başarısına şahit oluyoruz. Son günlerde sağlığından dolayı tedavi edilen Nejat İşleri’nde filmdeki kısada olsa rolü renk katmaya yetmiş. Kışın bastırması ve kar yağışının artması bu küçük taşrada en çok Aydın'ın sinirlerine dokunur ve onu uzaklara gitmeye teşvik eder... Bizleri anlatıyor kısaca. Hayatımızdan kesitler. Kendimizi buluyoruz çoğu karakterlerde… Her şey doğal! Yinede eleştirmeden geçmek istemediğim iki kare var. Çekimler güzel olmasına rağmen, hayvanların çektiği eziyetlerin, avlanma sırasındaki vurulan tavşanın, can çekişme sahnesinin yansıtılması, her ne kadar gerçek bir olaydan yola çıkılsa da etkilenmemek mümkün değil. Diğer bir karede at’ın sudan zorla çekilme sahnesi. Diğer eleştirimde, dünyaca ödüllendirilmiş bu filmimizi, makro sinemalarının küçük salonda oynatmaları! Filmde görev alan tüm ekibi kutlamamak elde değil! Türk sinemasının 100. yılının kutlandığı bu yıl, yeni bir başarıyla mutluluğumuz bir kez daha arttı. Sinemamız dünya’ya sesini duyurdu. 13 Haziranda vizyona girmiş olan, Türk sinemasının Cannes tescilli, bol ödüllü yönetmeni Nuri Bilge Ceylan'ın hayata geçirdiği son filmi olan “Kış Uykusu” yüzünü taşraya dönen dram türünde, 3 saat 16 dakikalık bir yapım. Senaryosunu Nuri Bilge Ceylan’ın yazdığı filmde rol alan sanatçılar ise; Haluk Bilginer, Melisa Sözen, Demet Akbağ, Ayberk Pekcan, Serhat Mustafa Kılıç, Nejat İşler, Tamer Levent, Nadir Sarıbacak, Emirhan Doruktutan, Ekrem İlhan, Rabia Özel, Fatma Deniz Yıldız, Mehmet Ali Nuroğlu. “Gençler bize çok şey öğretti” diyen ve ödülünü hayatını kaybeden gençlere adayan, 32 yıl sonra gelen mutluluğun mimarı Nuri Bilge Ceylan’ı bu filmini kaçırmayın! Çayınızı, kahvenizi, kısaca piknik sepetinizi hazırlayın. Rahat giysilerinizi giyerek gidin. İyi seyirler!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.