Kendi Evimizde Misafir Olmak-Gökçen Fikriye Ateş

Kendi Evimizde Misafir Olmak-Gökçen Fikriye Ateş

ÖĞRENCİ GÖZÜYLE Kırıkkale Atatürk Anadolu Lisesi 12-A Yabancıyız kendimize, kendi gönül evimize. Gurbetteyiz sürekli. Tapusunun bize ait olduğu...

ÖĞRENCİ GÖZÜYLEÖĞRENCİ GÖZÜYLE --- Gökçen Fikriye Ateş Kırıkkale Atatürk Anadolu Lisesi 12-A Yabancıyız kendimize, kendi gönül evimize. Gurbetteyiz sürekli. Tapusunun bize ait olduğu gönül evimizde bizden başka herkes var. Her şey tersine dönmüş sanki. Kendi evimizde biz misafir, asılları misafir olan çevremizdeki o çok önemsediğimiz insanlar da ev sahibi olmuş. Aslında her şeyi tersine çeviren, böyle olmasını isteyen biziz. Hayatımızın her alanında kendi düşüncelerimizi, isteklerimizi, değerlerimizi geri plana atıyoruz. Çevremizdeki insanların bizim hakkımızdaki düşüncelerini, yorumlarını hayatımızın merkezine yerleştiriyoruz. Biz farkında olmasak da hayatımızın kontrolünü cömertçe başkalarının ellerine teslim etmiş durumdayız. Adeta uzaktan kumandalı bir robot gibiyiz ve kumandamız elden ele dolaşmakta. Kim ne komut verirse onu yapıyoruz. Peki, memnun muyuz bu durumdan? Derinlerden bir yerden hayır sesleri çalınıyor kulağıma. Çünkü boşluktayız, kendisine yabancı bedende sıkışmış kalmış bir durumdayız. Biz biz değiliz. Sürekli bir özlem içindeyiz. Çünkü ruhumuz kendi evine dönmek istiyor, bu özlemin verdiği acıyla da huysuzlaşıyor ve insanın kendi içinde yaşadığı bunalımları, mutsuzlukları tam da bu noktada tavan yapıyor. Bu yüzden özümüze dönmeliyiz, hapsettiğimiz ruhumuzu tahliye etmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Yunus Emre der ki: “Bir ben vardır bende benden içeri” Asıl mesele bu zaten: içimizde öksüz ve yetim bıraktığımız o “ben” e ulaşmak. Onu tanımak ve onunla özdeşleşmek. Bu işi kimi zaman kendimizi sevip kimi zaman da yargılayarak... Polyannacılık oynamayı bırakıp kendimize, duymaktan pek hoşlanmadığımız, gerçek ama acı sorular sorarak... Hem ne demiş Necip Fazıl Kısakürek:“Hakikatle zonklamayan kafa çöplüktür.” İşte o zaman gurbetten kurtulur kendi gönül evimize gireriz. Başkalarıyla ilgilenmeyi bırakır, kendimizle ilgilenir ve sürekli değiştirerek taktığımız maskelerimizden de kurtuluruz. Yoruyor bizi bu maskeler. Kendimiz olmamızı engelliyor. O yüzden içimiz daralıyor, sıkılıyor. Taşıdığımız maskeler yamalık gibi duruyor bizde. Birbirine yabancı beş, on ya da daha fazla kişilik. Çelişiyor birbirleriyle. Sonunda çatışma çıkıyor ve mutsuz oluyor insan. Size tavsiyem öncelikle özünüze, benliğinize doğru bir seyahate çıkın. Tanıyın kendinizi, keşfedin mucizelerinizi. Kurtulun yamalıklarınızdan. Kendiniz olun sadece. Eminim bu seyahat hem ruhunuza hem bedeninize iyi gelecektir.  

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.