Kadılar (hakimler) üç kısma ayrılırlar
İslam dinine göre kadılık çok önemli ve aynı zamanda çok sorumlu bir meslektir. Sevgili Peygamberimiz Sallallahü aleyhi ve sellem bir hadis-i şeriflerinde Mahşer yerinde yedi sınıf insanın Allah’ın (arşının) gölgesinde ya da Allah’ın himayesinde bulunacağını haber verirken en başta adil idarecileri ve hakimleri saymaktadır. Başka bir hadislerinde ise genel olarak hakimleri üç kategoride değerlendiriyor ve şöyle buyuruyor:
"Kadılar (hâkimler) üçe ayrılır. Biri Cennette, İkisi ateşte (Cehennemde)dir!
Hakkı bilen ve ona göre hüküm veren kişi cennettedir! Hakkı bilen ve fakat hükmünde zulme, haksızlığa sapan kişi ateşte (Cehennemde)dir! Hakkı bilmediği halde insanlar arasında hüküm veren kişi de ateşte (Cehennemde)dir!" (Ebu Davud Akdiye/2, Tirmizi Ahkam/1 No: 1322, İbn-i Mace Ahkam/3)
Durum böyle olmakla beraber bir kimse kendisinin haksız olduğunu bildiği halde ya konuşmasının gücü ile ya da avukat vasıtasıyla hakimi ikna eder ve başkasının hakkını üzerine geçirirse, hakimin verdiği karar o malı ona helal etmez. Bu konuda sevgili Peygamber (s.) şöyle buyuruyor:
“Dâvanızı bana getiriyorsunuz, ben ancak bir beşerim. (Kimin haklı olduğu konusunda) bana bir vahiy gelmiş değildir. Vahiy gelmeyen konularda ben ancak re’yimle hükmediyorum. Olur ki biriniz, diğerine nisbetle delilini daha tesirli anlatır, daha iyi ortaya koyar, ben de onu haklı zannederek lehine hükmederim. Her kime kardeşine ait bir hakkı hükmeder, verirsem, sakın onu almasın. Ben ona bir ateş parçası vermiş olurum” (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, VI, 307, 320; Buhârî, Ahkâm 20).
Demek ki bütün davalara ahirette tekrar bakılacak, orada Allah’ın adaleti tecelli edecek ve herkes hakkını haksızlardan alacaktır.
Yazıklar olsun oraya inanmayıp da burada başkalarının hakkını üzerine alanlara!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.