İltifat edilmeyecek üç zümre (Sohbet-i Canan - Kaya Saka)

İltifat edilmeyecek üç zümre (Sohbet-i Canan - Kaya Saka)

Evet Can Dostlar geçen hafta kaldığımız yerden devamla: Rabbimizin iltifat etmeyeceği ve elim bir azapla cezalandıracağı üç zümrenin kimler olduğunu...

Evet Can Dostlar geçen hafta kaldığımız yerden devamla: Rabbimizin iltifat etmeyeceği ve elim bir azapla cezalandıracağı üç zümrenin kimler olduğunu Allah (c c ) ve Resulünün

(s.a.v.)yüce beyanları ışığında öğrenelim inşallah.

-Elbiselerini sürüyerek yürüyen ; Allah Resulü (s.a.v.) sözlerine devamla;”Eteklerini sürüye sürüye gezen “ demektedir,  Bu söz Kibir ve Gurur dan kinayedir,  Eski  Roma ve Yunan tarihinde eteklerini sürüyerek gezen Kralların gurur ve kibir esiri olarak insanlara yaptıkları zulüm ve işkenceleri yazmaktadır.(Arenalarda insanların  Aslanlara parçalatılması) gibi.Burada esas olan etek sürümek değil ,  bu işin bir gurur ve Kibir alameti olarak simge haline getirilmesidir. Mesela bir hadislerinde Efendimiz (s.a.v.) “ Kalbinde zerre miktar kibir bulunan insan cennete giremez.” Buyurmuşlardır. Çünkü kalbinde zerre kadar kibir ve gurur bulunana Allah (c c )hidayet yollarını tıkamıştır. Cenab-ı Hakk, Kur’anında şöyle buyurmaktadır: “Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri,  ayetlerimden uzaklaştıracağım.(Onları anlamayacaklar).Onlar bütün mucizeleri görseler yinede iman etmezler, doğru yolu görseler,  onu yol edinmezler, Fakat azgınlık yolunu görürlerse, hemen onu yol edinirler. Bu durum,  onların ayetlerimizi yalanlamalarından ve onlardan gafil olmalarından ileri gelmektedir.( Araf suresi,  Ayet:146) Kibir basireti kör eden bir perdedir.

Büyüklük ancak Allah’a mahsustur. Günde beş defa minarelerden ilan edilen bu hakikatin bir başkasına izafe edilmesi nasıl hoş görülebilir ki?

Bir kudsi  hadis de Cenab-ı Hakk şöyle buyurur : “Kibriya, benim ridam, azamet ise benim izarımdır, Kim benimle bu mevzuda münakaşaya kalkışırsa onu (baş aşağı getirir)Cehenneme atarım.(Lafız Ebu Davut dan alınmıştır.)

Kibriya; Büyüklük, ululuk demektir, Cenab-ı Hakk’ ın bir sıfatıdır. Bu iki sıfatı Cenab-ı Hakk ile paylaşmaya kalkanı Allah (c c ) hakkıyla paylar ve Cehennemine atar.

-Başa kakma: İkinci insan veya zümrede “Mennan”dır. Allah(c c ), ona mal ve mülk vermiştir ki, bu nimetlerden kendisi istifade ettiği gibi, başkalarına da infakta bulunsun, Cenab-ı Hakk da ona, bu infakına mukabil, birine bin ile karşılık versin. Ancak bu insan, hiç oralı olmamış, infakta bulunmadığı gibi, bazen verse de, onu da başa kakmak ve minnet etmekle iptal etmiştir.Oysa ki hem o mal hem de kendisi Allah’ın(c c ) mülkü ve memluk ü idiler.Onun bütün vazifesi Cenab-ı Hak kın malını tevzi etmekten ibaret iken o, asıl mülk sahibi gibi insanlara minnet etme sevdasına düşmüştür.Bu ne büyük bir gaflet, ne korkunç bir düşüştür!.

Allah (CC) ona mülk vermiştir, Ancak bu mülk de başkalarının da hakkı vardır.Halbuki bu insan cimrilik yapmakta, vermemekte, verdiği zaman da başa kakmaktadır.Kendisini eza takip eden sadakadan ise, hiç vermeyip, isteyeni güzelce savmak daha iyidir ki; Kur’an-ı Kerim:”Bir tatlı söz , bir kusur bağışlama, peşinden incitme gelen sadakadan çok daha iyidir” buyurmaktadır.(Bakara Suresi.Ayet:263 )

Efendimiz (s.a.v.)bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır:” Cimri, Allah’tan uzaktır,  Cennetten uzaktır, insanlardan uzaktır, Cehenneme yakındır.”

-Malına yalan yeminle revaç verip satmaya kalkan insan: Normal zamanda bile yemin etmek doğru değilken, yalan yere sırf dünyevi menfaat temini gibi hasis bir duyguya kapılarak yemin etmek ve böylece malına revaç kazandırıp onu satmaya çalışmak, bu da insanı yine karanlık akıbet’e doğru sürükleyen üçüncü tablodur ki hadisin sonundaki tehditler de bu hususa bakmaktadır. Bizim bir Kamil amcamız vardı,  o yıllarda (ellilerin sonu altmışların başı)Kamyon alır satardı kamyonun torpido gözüne ekmek koyar sonrada alıcıya “Bu arabada sana ekmek var “diye yemin ederek satmaya çalışırdı. Günümüzün ticaret erbabınıAllah(c c ) bu büyük felaketten muhafaza buyursun.

Allah Resulü’nün şu “cevamiül-kelim”ine yani “Lafızları az manası çok kelamlarına (sözlerine) bakalım ve şöyle diyelim: ”Fesadaka Resulullah” (Resulullah doğru söyler) Her hadisten sonra böyle söylemek bize bir borç tur ve onun her ifadesi, bize MUHAMMEDÜN RESULULLAH (Sallallahu aleyhi vesellem)dedirtmektedir. Rabbimiz şefaatinden mahrum etmesin. Amiin…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.