Ergenekon cezaları ağır oldu

Ergenekon cezaları ağır oldu

Elebaşılığını kuvvet komutanlarımızın çektiği, basının, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinden bazılarının katıldığı bir ihtilal dönemini...

Elebaşılığını kuvvet komutanlarımızın çektiği, basının, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinden bazılarının katıldığı bir ihtilal dönemini geride bıraktık. Hükümetimizin dik duruşu, şapkasını alıp gidenlerden olmayışı, ülkemizi bir on yıl daha geri gidişten kurtardı. Demokrasilerde ihtilâller ve yandaşları alkışlanmaz.  Bilmiyor musunuz?

Garip bir durum. Bu güne kadar yapılan ihtilâllerden, her zaman solcular ve sosyal demokratlar zararlı çıktı.  Milliyetçi- Ülkücülerden de zarar görenlerin sayısı az değil. Cumhuriyet Halk Partisi’nin de Milliyetçi Hareket Partisi’nin de, Ergenekon adıyla yapılmaya çalışılan ihtilâle, sahip çıkıyor olmalarını ben bir türlü anlayamıyorum.

İşin bu yönü bir tarafa, beş yıl kadar süren bir yargılama dönemi de geride kaldı. Gerekçeli kararlar açıklanmamış olsa da, müebbet hapis cezaları ve artı yıllar olarak verilen cezalar, doğrusunu söylemek gerekirse, kamu vicdanında kabul görmedi.

Benim çevremde olan insanların hemen hemen tamamı bu cezaları çok ağır buldular. Ben de onlar gibi düşünüyorum. Gerçekten şerefli ordumuzun, şerefli subayları ihtilâle teşebbüs suçundan dolayı,  suçlu sayılan bir davadan dolayı müebbet hapisle cezalandırılmaları pek yakışık almadı.  

O zaman soralım. Bir ihtilâl üç beş kafadarın yapacağı bir olay değildir. Ordunun, bürokrasinin, sivil toplum örgütlerinin

işçiden, köylüden insanların, sayıları on binleri bulan bir kadro tarafından yapılacak olmasından kimsenin şüphesi olmasın. Yargı bu sayıları buldu ve her bir karışanı, buldu ve yargıladı mı? Eğer adalet yerini buldu diyeceksen daha yargılanması gereken pek çok insan var.

Bugün bile basının bir gurubu, yayınlarına devam ediyorlar. Bunları yargılayabildiniz mi? Yargılayabilecek misiniz? Neresinden bakarsanız bakın yargılamaların bir ayağı eksiktir.

Hele en büyük suç, milletin verdiği oylarla iktidar olanlar süngünün ucunu görünce, şapkalarını alıp kaçtılar. Verilen oylara sahip çıkmadılar. Bunlar da ihtilâl yapanlardan ve ihtilâl yapmaya teşebbüs edenlerden daha büyük suç işlemişlerdir.

Efendiler siz bu yöneticileri de yargıladınız mı? Hayır. Yargıladık diye, yargılıyoruz diye, buzdağının, suyun yüzündeki kısmıyla uğraştınız. Daha suyun derinliklerinde olanlar ortada duruyorlar. Yargılanmadılar.

Oysa adalet herkese lâzımdır. Adalet bilinci ve adalet inancı herkesin başvurduğu yoldur. Fakat demokrasimiz kör topalların elinde, kör topal yürütülüyor. Siz bu verdiğiniz cezaları caydırıcı mı sanıyorsunuz? Sanıyor olabilirsiniz.

Tarihe baktığımız zaman Kralların, Derebeylerin, Şahların, Padişahların verdiği öylesine ağır cezalar vardı ki, bu cezaları akıl almaz cezalardı. Ama baktığımızda ortalarda ne krallar kaldı. Ne de Padişahlar.  İnsanlar kendilerine kurtuluş yollarını aramaya devam ettiler. Devam da ediyorlar.

Demek istediğim şudur. Benim anlayışıma göre, beş ile on beş yıl arasında olması gereken cezalar korkunç denecek derecede cezalardır. Zaman geçmiş değil. Yargıtay bu orantısız cezalara bir çözüm bulmalı. Eldeki yasalar buna izin vermiyorsa, parlamento bu anormallikleri ortadan kaldıracak bir yolu bulmalıdır.

Zaten yargı da verdiği cezaların anormalliğini görmüşlerdir. Gördükleri için ağır cezalar vermişlerdir. İşi parlamentoya havale etmiş görünüyorlar. Yanıldığımı sanmıyorum. Yargı vicdanları sızlatmıştır. Yanlış yapmıştır. Yanlışlıklar Yargıtay’da, dahası parlamentoda düzeltilmelidir. Mutlaka düzeltilmelidir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.