En büyük servet (Seya'nın Köşesi - Fatma Yılmaz Ülger)

En büyük servet (Seya'nın Köşesi - Fatma Yılmaz Ülger)

fatma@ilgazetesi.com Hiçbirimizin ailesini seçme gibi bir özgürlüğü yoktur… İsteseniz de istemeseniz de dünyaya gelirsiniz… Çoğu, hayatında bir...

fatma@ilgazetesi.com

Hiçbirimizin ailesini seçme gibi bir özgürlüğü yoktur…

İsteseniz de istemeseniz de dünyaya gelirsiniz…

Çoğu, hayatında bir kere bile olsa, şu soruyu kendine sormuş veya sorulmuştur…

“Bir daha dünyaya gelsen aynı ailenin üyesi olmak ister misin? “ 

Verilen yanıtın en doğrusunu kendinize verseniz de,

Karşınızdakine “tabi ki ailem“ dersiniz…

Gerçek cevap sizde saklıdır…

Ama şunu da iyi bilirsiniz ki; bir dahası yoktur…

Dokuz ay beklenirsiniz. Bazen merakla, bazen endişe ile...

Ve nihayet beklenen gün gelir çatar. Doğarsınız…

Dünyanın en çirkin bebeği, hatta istenmeyen bir bebek bile olsanız,

Sevimli yüzünüz, saf ve temiz bakışlarınız, meleksi tavrınız,

Ailede hemen kabul görür...

Sanki yıllardır hep sizinle yaşamışlar gibi alışır,

Bütün programlarını size göre yaparlar…

Ve hızla büyürsünüz…

Şekilsiz bir hamurdunuz, yoğrulup şekillenmeye başladınız yavaş yavaş…

Size iyi tohum ekerlerse, iyi mahsul alacağını çoğu ebeveyn bilir,

Ve çocuğun davranışlarının kendi yansımaları olduğunun da farkındadırlar...

Ne ekersen onu biçersin mantığı ile hareket eden anne baba çok dikkatlidir.

Ve her konuda itinalı davranılır.

Çünkü çocuk, yaşadıklarını yansıtır.

Bu çocuklar şanslıdır.

Ama bazıları için durum farklıdır.

Televizyon izlerken kızıyoruz,

Sokaklarda taş atan çocuklara, hırsızlık suçundan yakalananlara,

Veya hiç yere ölüm saçan, madde bağımlısı çocuklara…

Aslında sorgulamak gerek. Neden? diye…

Bu çocuklar farklı koşullarda büyüselerdi, böyle olmayacaklardı belki…

Kim bilir şartlar, yaşadıkları çevre, belki de aile bu çocukları  bu hale getirmiştir.

Kimin ne yaşadığını bilemeyiz ama bu çocukların suçu olmadığını düşünüyorum.

Onlar böyle şekillendi veya bunlara zorlandı.

Ya da bildikleri doğru yol belki de bu.

Onlara böyle öğretildi.

Bu çocuklar kendileri istediği için değil,

Anne babaları istediği için geldiler dünyaya.

Çocuklarımız sevelim. Ölçüsüz sevelim...

Çünkü insan en çok severken insandır demişler.

İnsanlığın temel taşının sevme hissi olduğunu öğretelim…

Onların bize emanet günahsız birer melek olduğunu unutmayalım.

Sevgili Peygamberimiz,

“Çocukların oyunlarına katılın, zira onların arkadaşları meleklerdir” buyurmuştur.

Onlarla çocuk olmayı, çocuklaşmayı bilelim.

Onlar bizim geleceğimiz, en büyük servetimizdir…

Yüce ALLAH kimseyi gönül evimizde var olan evlatlarımızın,

Yokluğu ile imtihan etmesin sevgili dostlar.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.