ALİ AYDEMİR

ALİ AYDEMİR

EĞİTİMDE BU HALLERE NEDEN DÜŞTÜK?

EĞİTİMDE BU HALLERE NEDEN DÜŞTÜK?

Her alanda perişanlığın oynandığı ülkemizde eğitimin karma karışık olması, her gelen bakanın bir yöntem denemesi, tarikatların eğitim üzerinde ki etkileri içinden çıkılmaz problemlerle baş başa bırakmıştır. Türkiye ve Türk Milleti üzerinde hain emeller taşıyanlar; emperyalist ülkelerin hazırladıkları projelerle eğitimimizi irtica alanında, Arap kültürünü ve inancını empoze etme için planlarını kuranlara karşı mücadele etmeyi, milli olmayı, yerliliği korumayı ilke edinmeliyiz. On yedi yıldır eğitim alanlarında o kadar acımasız, gaddarca uygulamalara şahit olduk ki, eğitimi delik deşik ettiler. Kafalarına, ilkelerine, siyasi görüşlerine uymayanları, Atatürk ce Cumhuriyet sevdalısı eğitimcileri, yöneticileri harcamak için her yolu denediler. Sakala ve türban göre hüküm verenler oldu. Öze değil, göze hitap edenler makbul sayıldı.

Kendi tarikatından ve kendi sendikasından olanları çeşitli yönetmelik değişiklikleriyle makamlara taşıdırlar. Makam ve koltuk sevdalısı olanları da sendika değiştirtip liyakate bakmadan mülakat rezilliği ile projeleri uğruna istedikleri yerlere yerleştirdiler. Onurlu ve omurgalı, marka olmuş nice eğitimciyi harcamak için rotasyon kalıbıyla ya öğretmenliğe dönmeye mecbur ettiler. Bazı idarecileri de başka okullara, ilçelere ve illere gitmek zorunda bıraktılar. Bazı başarılı idarecileri emekli olmaya zorladılar. Kılık ve kıyafet keşmekeşliği her tarafa yayılırken disiplin kurallarını hiçe saydılar. Tarikatlarla yaptıkları protokollerle ana sınıflarına ders vermesi için imamları görevlendirdiler. Yeni yaptıkları protokollerle de ana okullarına haftada 6 saat din dersi verme dayatmasını uygulamaya koydular.  Bu millet, A.K.P. iktidara gelmeden sanki dini bilmiyor, sapıklıklarla uğraşıyor gibi din adına politikalarını uygulamaya koydular. Bir İmam hatip furyası hızla çoğalmaya başladı. Bazı valiler çeşitli toplantılar yaparak imamlara, muhtarlara her eve, her mahalleye gidip imam hatip okulları için öğrenci bulmalarını pervasızca söylediler.  Ülkemizde ki diğer okullar sanki fitne yuvası, dinsizlik merkezleri gibi görmeye başladılar. Hutbelerde açıkça imam hatip okullarına kayıt yaptırılması için din adamlarını kullandılar. Bu zamana kadar kutlanmayan “Kutlu Doğum Haftası”, adıyla günlerce okullarda etkinlikler düzenlediler. Bu projenin bir Feto projesi olduğunun farkına vardıktan sonra bu etkinliği kaldırdılar. Milli bayramlarımızı adeta kuşa çevirdiler. Kadir Gecesi haricinde diğer kandil gecelerini ve mevlidi nebiye adıyla yeni yeni etkinliklerin uygulamaya koydular. Tarikatlarla yaptıkları protokoller gereği sübyan okullarını çoğalttılar. Küçücük yavruları değişik kılıklarla tanıtmaya başladılar. Üniversitelerde öğretim görevlilerinde bazıları dinde olmayan, Arap kültürünü kabul ettirmek için saçma sapan kitaplar yazıp, televizyonlarda boy gösterdiler. Tarikat şeyhlerinden icazet alan devlet büyükleri, ilim, fen ve uygarlık alanlarında yapılması gerekenler yerine hurafelerle, batıl inançlarıyla eğitime darbe vurmaya çanak tuttular. Demokrasiyi rafa kaldırıp, konuşma ve düşünce özgürlüğünü kısıtlayan yöntemlerle ülke yönetmeye çalışanları, yanlışta söylese, alkışladılar. Gerçekleri söyleyenleri ve yazanları kıskaca aldılar. Hapishanelere koydular.

Haksızlıkları gördükleri halde söylemeyenler, geleceklerinden endişe edenler ve yakınlarının işten çıkarılma korkusu taşıyanlar ne yazık ki susmak zorunda kalıyorlar.  “Zulümle abat olanın, sonu berbat olur.” Sözünü atalarımız boşuna söylememiştir. Bu milletin yumuşak karnı olan din duygularını körükleyip amaçlarına ulaşmak isteyenler, kendi milletine zarar vermekten vaz geçsinler. Türkiye’m, iyi olmalı, İyi olacak. Hak ettiği yerleri mutlaka bulacaktır.

 

 

 

Bu yazı toplam 10885 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ALİ AYDEMİR Arşivi