Destan mı istiyorsunuz?

Destan mı istiyorsunuz?

Türk milletinin tarihi destanlarla dolu. Her bir destan Dünya’ya parmak ısırttırmış, Türk milletinin, bu destanlarının verdiği inanç ve birliğin etrafında...

Türk milletinin tarihi destanlarla dolu. Her bir destan Dünya’ya parmak ısırttırmış, Türk milletinin, bu destanlarının verdiği inanç ve birliğin etrafında yumak oluşturduğu mozaiğin harcının kolay kolay ayrılmayacağı destanlar topluluğunun en son örneklerinden biri olan Çanakkale Muharebesi 1. Dünya Savaşı’nın amansız olarak devam ettiği, Türk yurdunun, Türk milletinin yok edilmeye çalışıldığı veyahut Türk milletinin esaret altında kalması mücadelesi veren emperyalistlerin susturulduğu destan olan Çanakkalemiz Bedir’in aslanlarıyla peygambere dost olmuş bir yiğitlik destanları bu milletin gururla, şanla, şerefle, diniyle, imanıyla hamurlaşan destanı görmek istiyorsanız işte Çanakkale, işte Türk insanı, işte şehitlik, işte Gazilik, işte ölmeyi emreden komutan, işte ölmeye düğüne gider gibi giden büyük milletin evlatları. Destan mı istiyorsunuz? Elazığlı Hasan onbaşı, bombacı Mehmet çavuş, Harputlu Ömer çavuş, taşla düşmana saldıran Mehmet çavuş, Seyit onbaşı, destan mı istiyorsunuz? İmanı gereği karşısındaki düşman askerlerine şefkat timsali olan ana yüreği ile davranan Türk Mehmetçiği. Destan mı istiyorsunuz? Allah’ı bir an olsun kalbinden çıkartmayan cephede de olsa ona secde eden imanlı askerler. Destan mı istiyorsunuz? Anasının, ellerine ve saçına kına yakıp vatan cephesine gönderdiği, vatana kurban olarak hazırladığı kınalı kuzu Yozgatlı yiğit Hasan’ı ve onun gibileri. Destan mı istiyorsunuz? Yaralı koluna basıp bu bana ağılık yapıyor diye kopartıp attığı şehit kolumu soruyorsunuz? Destan mı istiyorsunuz? Çanakkale geçilmez yetmiyor mu size. Destan mı istiyorsunuz? Çanakkale’deki aynalı çarşı bir şeyler söylemiyor mu? Destan mı istiyorsunuz? Bu vatan kimin? Diye kendisine soru soran, arkasına bakmadan ileriye atılıp süngüsü ile şahlanan Mehmedi mi arıyorsunuz? Destan mı arıyorsunuz? Yozgatlı kınalı kuzu Hasan’ın Çanakkale’yi geçilmez kılan saf yüreğini mi arıyorsunuz? Hep aradıklarınız Çanakkale’de var. Destanlarımız Çanakkale ile dolu. Destan aramayın Çanakkale’ye bakın. Azakları görürsünüz. Fransız’ı, İngiliz’i, İtalyanlı, Yunan’ı görürsünüz. O görüntünün sonunda Türk destanını görürsünüz. Bu görüşte imanı, iffeti, bu görüşte şahlanışı görürsünüz. Bu görüşte Çanakkale geçilmezi görürsünüz. 18 Mart 1915 yıl karanlık, gün zindan, Mehmetçik hazır, elinde kazması, küreği, sopası ile dedem hazır, ninem hazır, genç yavuklularını cepheye gönderen bacım hazır. Yiğit uşaklar, yavrular hazır. Hazır olmayan ise 7 düvel. Ne yaptıklarını neye çattıklarını bilmeyen leş kargaları, çakallar, canavarlar. Biz hazırdık. “ Savaşta silah önemlidir, komutan önemlidir, ama daha önemlisi iman, ruhtur “ diyen felsefeyle hazırdık. Biz hazırdık İngiliz başbakanı Çurchill’in  dediği gibi: Biz Çanakkale’de Türklerle savaştık, şeref duyuyorum dediği  sözlere hazırdık. Kısacası destan yazdık, destan yazıyoruz, destan yazacağız. Biz buna hazırdık. Destan yazmak Türk milletinin hasletidir. Hazırız, biz geleceğe hazırlanıyoruz. İşte destan, işte ÇANAKKALE.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.