CHP'li Ayhan'dan Başbakan'a 'referandum' sorusu

CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan ‘kişisel verilerin korunması’na ilişkin düzenlemenin 2008’den beri TBMM Adalet Komisyonunda bekletildiğini belirterek, Başbakan Erdoğan’a "Mevcut Anayasa kapsamında yapılabilecek bir düzenlemeye referanduma sunulacak olan Anayasa değişikliği içerisinde yer verilmesi referandumun istismar edilmesi değil midir" diye sordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Ayhan, önergesinde AKP hükümetinin uygulamaya koyduğu e-devlet uygulamalarının yurttaşların kişisel verilerini yetkisiz ve kötü niyetli kişilerin bilgisine açık hale getirdiğini öne sürerek, Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan "Kişisel Verilerin Korunması Kanun Tasarısı"nın 2008 yılında TBMM Adalet Komisyonu’na sunulduğunu kaydetti. AKP’nin 2 yıldır TBMM gündemine dahi aldırmadığı ‘kişisel verilerin korunması’na ilişkin düzenlemeye, referanduma sunulacak olan Anayasa değişikliği içerisinde yer verilmesinin "samimiyetten ve iyi niyetten" uzak bir manevra olarak değerlendiren Ayhan, "AKP hükümetleri döneminde Milli Eğitim Bakanlığının öğrencilerin kişisel bilgilerini derlemesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin burs verdiği öğrencilerin kişisel verilerine el konulması ve AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın ‘40 sene onlar bu halka yaptı, inşallah sıra bizde. Şimdi biz onları fişliyoruz’ sözleri AKP hükümetinin gerçek niyetini ve amacını ortaya koymaktadır" dedi. Ayhan Başbakan’a şu soruları yöneltti: "Nisan 2008 tarihinden bu yana TBMM Adalet Komisyonu’nda bekletilen Kişisel Verilerin Korunması Kanun Tasarısı’nın kanunlaşmasına engel olunmasının altında ‘evet’ oylarının artırılması mı amaçlanmıştır? Mevcut Anayasa kapsamında yapılabilecek bir düzenlemeye Referanduma sunulacak olan Anayasa değişikliği içerisinde yer verilmesi referandumun istismar edilmesi değil midir? Yurttaşlarımızın kişisel verilerinin kötü niyetli kişilerin ellerine geçmesine neden olan kamu görevlileri hakkında ne tür bir işlem yürütülmektedir? Yurttaşlarımızın iradesi (bilgisi) dışında, kişisel bilgilerinin örneğin tapu daireleri, bankalar vd. kurumlarda kötü niyetli kişi ve kurumlarca kullanılıp kullanılmadığı ya da olası kullanımları nasıl izlenmektedir? Başta Tapu Sicil Müdürlükleri olmak üzere bankalar, noterler vb. kurum ve kuruluşlar yurttaşlarımızın mağduriyetini önleyecek ne tür tedbirler almaktadır? Yurttaşlarımızın kişisel bilgilerinin korunamamasından, hatta kişisel verilerin ‘fişleme’ noktasına vardırılmasından vicdanen bir rahatsızlık duyuyor musunuz?"