Batum en önde

CHP’nin ülkeyi yönetmek, iktidar olmak, böylesi bir sorumluluğu yüklenmek gibi bir derdi olmadığı her geçen gün daha da belirginleşiyor. Her esen, estirilen rüzgâr ile üfürülenler birer birer “eski ortak derdini” işaret ediyor. Önceki Genel Başkan Baykal’ın açıkça dile getirdiği “Ergenekon’un avukatıyım” tanımının aynısı. Tek amaç; Ergenekon’u kurtarmak. Bu saatlerden sonra üretilen stratejiler seçime değil Ergenekon terör örgütü mensubu oldukları iddiası ile tutuklu bulunanların serbest kalmasına yönelik. Bunu CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum’un açıklamaları doğruluyor. Sıkça vurguluyor kendisi. Zira Batum bu tarz sert çıkışlarda bulunsun diyerek sanki özellikle “üst rütbeye” terfi edildi yorumunu yapanlar da olmuştu. CHP’de Genel Başkan, Parti Meclisi ve teşkilatlarda değişiklikler oldu olmasına da bunların hiçbirisi de ülkemiz gerçeklerini yakalayamadı, gerisinde kaldı. Ortada yeni bir CHP yok anlayacağınız. Yeni gibi, değişmiş gibi gösterilmeye çalışılan bir parti var o kadar. Vitrindeki yüzler değişti, dükkân aynı dükkân. Hatta aksine daha çok dağınık bir dükkân. Herkesin ben yönetirim, konuşurum dediği, bir lider etrafında buluşamayan bir CHP var. Birbirinden ayrı ayrı açıklamalarda bulunan, söyleyip geri çekilen ya da söylemedik şeklinde yalanlanan sözlerle dolu. Kılıçdaroğlu’nun blok listesi, her kafadan bir ses listesine dönüşüverdi. İşte bunun geçtiğimiz haftaki örnekleri;  CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş’in, Kocaeli İl Başkanlığında söylediği iddia edilen sözler üzerine “külliyen yalan” açıklaması, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin, Mısır ve Tunus'u örnek gösterip halkı isyana davet etmesi, CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum’un “ Koca bir askeri yıktılar, meğer kâğıttan kaplanmış biz bunu asker zannetmişiz” sözleri ile TSK’ya ayar vermeye kalkması ve bundan “halk gelmedi sen bari sokağa in TSK” manası çıkarılabilmesi… Ve özetle, en çok konuşan Süheyl Batum. Nerede ise Genel Başkan Kemal Bey’den fazla. Batum en önde ve susturulmayacak seviyelere çıktı bir kere, tonlaması yüksek, alt seslere kolay kolay çekilemez. Sonuçta, çağırılan bu sokak sokak direniş, kelebek etkisi ile parti içerisinde gerginlikler olarak gelebilir mi… Olur mu olur…