Av hayvanlarını yok eden anlayış -1

Av hayvanlarını yok eden anlayış -1

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş yıllarında, ormanlık alanlarımız yüzde otuzlardaydı. Nüfusumuz da otuz milyonlardaydı. Herkesin elinde av tüfeği yoktu....

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş yıllarında, ormanlık alanlarımız yüzde otuzlardaydı. Nüfusumuz da otuz milyonlardaydı. Herkesin elinde av tüfeği yoktu. Av tüfeği sahibi olanların da elinde tek mermi atan tüfeklerdi. Çifte adını verdiğimiz tüfek de piyasa çok azdı. Üstelik çifte dediğimiz tüfek herkeste yoktu. Günümüzde ormanlarımızın büyük bir miktarını çoğunu yaktık. Yaktırdık. Yeni orman yetiştirme konusunda ise henüz iş yapıyoruz görüntüsü ile kendimizi oyalıyoruz. Bu hızla orman dikimine devam ettiğimiz, bu günden itibaren hiç orman yangını olmasa ve orman yetiştirmek adına ekilen tohumlar ve dikilen fidanlar ve hep ektiğimiz tohumların çimlenmesi, diktiğimiz fidanlarında hiç fire vermeden büyümesi gerçekleşse bile, ancak yüz sene sonra Türkiye’mizi, Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarındaki ormanlar kadar orman sahibi olmamızı sağlayabiliriz. Öte taraftan nüfusumuz hızlı bir çoğalma gösteriyor. Ben nüfusumuzun çoğalması konusunda rahatsızlık duymuyorum. Çin ya da Hindistan kendi ülkelerinde bir buçuk milyara varan nüfuslarını nasıl besleyebiliyorsa, nasıl dünya devi ülkeleri olmak yolunda ilerliyorsa, ben inanıyorum ki benim ülkemde çağın gereklerini yerine getirerek, değil yüz milyon, iki yüz milyon, bu topraklar üzerinde bir milyar nüfusu besleyebilir kapasitemiz vardır. Bir dünya devi ülke olabiliriz. Olmak gibi bir endişem yok. Ancak çarpık yönetimler, hep benci anlayışlar, sahte söylemler, kandırmaca anlatımlar, ülkemizin insanlarını çaresizliğin kucağına atıyor. Mutsuz ve umutsuz bir toplum olarak ortada kalıyoruz. Demek istediğim o ki, bu gün yetmiş milyonluk nüfus olduk. Yüz binlerce insanımızın ruhsatlı ya da ruhsatsız av tüfekler var. Bırakın eskiden olan tek tüfek ya da çifte dediğimiz tüfek sahibi olmayı, şimdi bir atışta beş on hatta on beş mermiyi aynı anda atan tüfekler var. Üstelik bu tüfekler dürbünlüdür de. Halkımızın da pek çoğu bu tüfeklere sahiptirler. Hem de yeterli ölçüde nişancı insanlarımız var. Pireyi gözünden vurur becerideler. Uçanı kaçanı vurabilecek becerilere sahipler. Şimdi üç beş avcı araziye çıksa, üç beş gün arazide avlansa inanıyorum ki dönüşlerinde gökte uçan bir tek kuş bile bırakmadan dönerler. Tümünü avlayıp inerler. Şimdi soralım av merakı olan avcılarımıza. Arkadaş sen ömründe bir tek bile olsun hiç kuş besleyip büyütüp araziye saldın mı? Saldınsa bile bir zevk adına o kuşları, dağların, yaylaların ormanların sevdası neşesi, canı cananı kuşları vurmaya bir hakkın var mı? Bana göre bu çoğalan nüfus ve bu azalan ormanlar karşısında görebileceğimiz, seslerini duyabileceğimiz, duyduğumuzda sevineceğimiz kuşu ve kuşları av merakınız nedeniyle yok etmeye ne hakkınız var? DEVAMI VAR

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.