65 Yıl önceki Mucur manzarası (Misafir Kalem-Ali Aydemir)

65 Yıl önceki Mucur manzarası (Misafir Kalem-Ali Aydemir)

En az 65 yıllık veya daha fazla bir tarihe sahip Mucur’la ilgili bu resmi görünce çocukluğum, yaşadıklarım, anılarım gözümün önünde birden canlandı. Resmin...

En az 65 yıllık veya daha fazla bir tarihe sahip Mucur’la ilgili bu resmi görünce çocukluğum, yaşadıklarım, anılarım gözümün önünde birden canlandı. Resmin çekilişi Nakışlı Camii(Emine Hatun) çatısından olabilir. Çarşının bir bölümü, şimdiki liseye çıkan yokuş ve etrafındaki evler, İnönü Caddesi üzerindeki dükkânlar az çok seçilebiliyor. Çocukluğum gözümün önüne geldi. Şimdiki parkın yerinde Pazar kurulurdu. Pazarın üstü paslanmış tenekelerin birleştirilmesinden meydana gelen örtüydü. Buna büyüklerimiz şadırvan derlerdi. Parkın asıl çeşmesi mermerden yapılmış tarihi bir çeşmeydi. Şimdiki çeşmenin 5 metre yukarısındaydı. Mermerden yapılmış, nakışlar işlenmiş, iki yanında oluk ve oluğun yanında zincire bağlı kalaylı taslar asılıydı. Çeşmenin iki tarafında mermerin üzerinde oyularak yapılış tarihi “29.10.1938 ve Şehitler için için!”yazıları kazınmıştı. Aynı yazılar sökülerek yeni yapılan çeşmeye monte edilmiş durumdadır. Çeşmeden akan sular pazarın kenarından dolaşarak şimdiki Oskar Pastanesinin yanından büyük kanala akardı. İkinci Pazaryerinin girişinde Mucur’un meşhur Han’ı vardı. O zamanlar otel olmadığı için dışarıdan gelenler o handa kalırlardı. Vasıta olarak hemen hemen köylerden gelenlerin eşekleri olurdu. Han’ın kapısı eski kale kapıları gibi çok büyük çatal kapıydı. Kiremitli çatı resimde de görüldüğü gibi çok azdı. Şimdiki hükümet konağının yerinde büyük yontma taşlarla yapılmış çok sağlam bir bina bulunmaktaydı. Şu anki belediyenin yerinde de iki katlı çift taraflı merdivenle girilen bir bina mevcuttu. 1958 yılında ilkokula başladığımda Şimdiki Ziraat Bankası’nın yerinde Cumhuriyet İlkokulu vardı. Birinci sınıfımız o kadar kalabalıktı ki; sıralarda dörder kişi oturuyorduk. Başöğretmenimiz, yani okul müdürümüz Mustafa Özmen, i(İki metrelik bir boya sahipti.)Bizim sınıf öğretmenimiz Veli Recai Velibeyoğlu, hayranlık duyduğumuz eğitimcilerdi. Okulun açılışından bir ay sonra şimdiki Atatürk İlkokul açıldı ve okulumuzdan oraya nakil giden öğrenciler sayesinde sınıflarda rahatlamalar oldu ve sıralara üçer kişi olarak oturmaya başladık. Atatürk İlkokulu’nun müdürü ise rahmetlik Baha Oker Hocaydı. Şöyle bir geriye dönüp bakacak olursak; kimler geldi kimler geçti? Nereden nereye geldik? Neler yapıldı, neler yaşandı? Anlatılması zamana ve zemine bağlı. Geçmişten geleceğe köprüleri kuranları unutmayacağız. Onları rahmetle ve minnetle anacağız.  

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.